Toptancı ve perakendecilere ürün veren birçok marka
sahibi daha mağazalaşmadan franchise verme hayallerine kapılır. Yada henüz 2
mağazası varken franchising sistemine geçmek ister. Bilmiyorum, belki de
söylemesi zor olduğu için gizemli geliyor ve franchising’de keramet var
zannediyor olabilirler.
Franchising’in ne olduğunu uzun uzadıya anlatacak
değilim. Google’a “franchising, franchise, franchisee, franchisor” kelimelerini
yazarak epey bir bilgi edinebilirsiniz. Bu alanda araştırma yapıyorsanız franchising
konusunu ele aldığım (aşağıda linkleri bulunan) iki makaleyi de okumanızı öneririm.
· http://muratsaylan.blogspot.com/2009/10/franchisinge-fransz-kalmayn.html
· http://muratsaylan.blogspot.com/2005/09/franchising-bayilige-kars.html
Bana bazen müşterilerim, bazen de okuyucularım “franchise
vermeli miyim?”, “franchising sistemi kurmalı mıyım?” diye soruyor. Bu yazımda
buna cevap vereceğim.
Franchising için kısaca; “markanız için açtığınız
mağazanın aynısından başka bir girişimcinin (ki bu genelde esnaftır) açmasıdır”
denebilir.
Kendine ait bir
mağazalar zinciri olan firma, neden franchise vererek başka bir girişimcinin
aynı mağazadan açmasına izin verir?
·
Öncelikli sebep para kazanmaktır. Mağazalar
zincirinin halkası olmak isteyen girişimci önce “sisteme giriş parası” ödemeyi
ve sonra da periyodik olan “marka kullanım bedeli” ödemeyi kabul eder. Bu
ödemeler franchising’in ruhunda olan ve genel kabul görmüş ödemelerdir. Bu
ödemeler franchise veren firma (franchisor) için direkt kar hanesine yazılacak
gelirlerdir.
·
Franchise mağazasından satılacak tüm mallar
firmadan (franchisor’dan) alınacağı için neredeyse 100 bayiye eşdeğer bir satış
noktası kazanılmış olur. Üstelik franchise mağazası açacak girişimciyle
imzalanacak “franchising sözleşmesi” sayesinde girişimci (franchisee)
ödemelerini tıkır tıkır yapmayı taahhüt etmektedir. (Nasıl etmesin? Genelde
franchisee’den yıl içinde alacağı mallara karşılık sıralı çekler alınır.
Böylece yıl içinde franchisor’dan en az ne kadarlık mal alması gerektiği dikte
edilmiş olur)
·
Franchising vererek mağazalar zincirinizi daha
hızlı ve daha zahmetsiz yaygınlaştırmanız da pazardaki payınızı artırmanız
açısından çok caziptir.
Bu sebepler kendi mağazalarını açmış ve perakendecilikte
büyüme hedefi olan bir firma için franchising vermeye başlaması için yeter de
artar gibi görünür.
Ama kazın ayağı öyle değildir. Franchising sisteminizin
başarılı olması için hep alan değil, veren de olmalısınız. Franchising
sisteminde başarı için frachisor ile franchisee’nin kader birliği yapması
gerektiğini bilmelisiniz. Franchisee’nin açtığı mağazayı kendi mağazanız gibi
görmelisiniz. Büyük umutlarla mağazanızdan açan girişimcinin (franchisee’nin) başarılı
olması ve yaptığı yatırımdan tatmin olması için franchising sisteminizi çok iyi
kurgulamalısınız.
Zira, sizin mağazanızı ve markanızı bölgesine taşımak
isteyen girişimci olmasa büyük bir ihtimalle siz o bölgede çok uzun süre mağaza
açmayacaksınız. Sisteme giriş bedelini ödeyen, mağaza dekorasyonunu sizin
istediğiniz şekilde ve kendi cebinden ödeyerek yapan, mağazayı sizin
istediğiniz şekilde işleten, sadece sizden mal alarak satan, markanızı o
bölgede var eden, sizin başarınız kadar başarılı olabileceğini bilerek mali
kaderini sizin ellerinize bırakan, sizin hazırladığınız franchising sözleşmesine
hiç itiraz etmeden imza attığı için kıpırdayacak alanı ve cesareti kalmayan,
size ve markanıza inanarak yatırım yapmış bir insana (franchisee’ye) karşı
kendinizi borçlu hissetmeyecekseniz hiç franchising sistemi kurmayın derim.
Günaha girersiniz.
Sizden franchise alan girişimciler genelde son
birikimlerini size yatırmış olacaklardır. Yıllarca biriktirdikleri paralarla
aldıkları evi, dükkanı, tarlayı, bilezikleri satarak sizin mağazalar
zincirinizin halkası olmayı seçmişlerdir. Sebebi de sizin mağazalarınızdan
birini açarak çok para kazanacaklarını hayal etmeleridir. Eğer onlara yalan
yanlış veya abartarak bir kazanç modeli sunduysanız, daha altı ay geçmeden
zararda olduğunu ve kara da geçmesinin imkansız olduğunu görecek olan
girişimcinin bedduasını alırsınız.
Günümüzde perakendeciliğin “P”sinden, hesabın “H”sinden
anlamayan, şans eseri açtığı 2 mağazayı dahi zor işleten birçok firma “franchising
sistemi” kurmakta ve ağına girişimci çekmek için allı pullu reklamlar
yapmaktadır.
Vicdanlı ve ahlaklı bir patronsanız franchising sistemine
geçmeden önce, sizden franchise alanlara, karlı ve zevkli bir mağaza
açacaklarının garantisini, önce kendinize vermeniz gerekir. Franchise vermeye
başlamadan önce; mağaza fizibilitesi, lokasyon seçimi, mağaza konsepti, mağaza
işletmesi, mağazalar zincirine servis, kampanya yönetimi, tüketici içgörüleri
ve perakendecilik alanlarında kompetan olmanız gerekir. Bunun için de en az 5
yıldır kendi mağazalarınızı açıyor ve yönetiyor olmanız şarttır. Ancak böyle
bir tecrübeden sonra karlı mağazacılık yapmayı öğrenebilir ve öğretebilirsiniz.
Perakendecilik dünyanın en zor işlerinden birdir.
Yabancılar “retail is detail” der. Hakikaten perakendecilik binlerce detaydan
oluşur ve başarılı bir mağazacılık için bu binlerce detayı hem iyi bilmek hem
de iyi yönetmek gerekir. Bunun için de önce kendi mağazalarınızda
perakendeciliği öğrenmeniz sonra franchising sistemi kurarak girişimcilere
perakendeciliği öğretmeniz gerekir.
Franchisee’lerinizin daha iyi cirolar yapması için reklam
faaliyetleri yürütmeyecekseniz, tüm kampanyaları kendi mağazalarınız için
yapacaksanız, franhisee’nin personelini eğitmeyecekseniz, ilk çıkan malları franchisee’ye
göndermeyecekseniz, franchisee’lerinizden iade almayacaksanız, franchisee’lerinizi
düzenli olarak ziyaret etmeyecekseniz, empati yeteneğiniz yoksa “franchising
sistemi” kurup da günaha girmeyin derim.
Zaten, mağazalar zincirinizi sağlıklı bir şekilde yaygınlaştırmak
ve markanızı daha değerli kılmak için değil de, parası olan girişimcileri
yakalamak için franchising sistemi kurmak istiyorsanız, kendinize ait olan
mağazalarda da başarılı olmanız imkânsızdır. Çünkü perakendeciliğe bakış açınız
çarpıktır.
Web sitem: www.muratsaylan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder