1 Ağustos 2015 Cumartesi

Marka danışmanları ile ajanslar birlikte çalışabilir mi?

 

Geç de olsa marka sahipleri markalarını yönetmek için her şeyden önce marka danışmanlarından hizmet almaları gerektiğinin farkına varmaya başladı.

 

Marka ismine ailesinin soyadını veya çocuğunun adını koyan, logo ve ambalaj tasarımını matbaa grafikeriyle çözmeye çalışan, markalaşmak için rakibini taklit etmekten başka stratejisi olmayan firmaların hala mevcut olduğu ülkemizde ne mutlu ki; markasını marka danışmanı ile inşaa eden veya markasının yeniden yapılandırmak için marka danışmanı ile çalışan firmalar da var.

 

Yalnız bu duruma reklam ajansları ve halkla ilişkiler ajansları henüz alışık değil. Onlar müşterilerinin bir marka danışmanı ile çalışmasını ve bu marka danışmanının rehberliğinde marka kurgulamayı henüz hazmetmiş durumda değiller. Bu yüzden marka danışmanlarına soğuk bakıyorlar ve onlarla nasıl bir işbirliğine gidebileceklerini henüz kestiremiyorlar.

 

Hoş markaların iletişim tedarikçisi olan reklam ve halkla ilişkiler ajanslarının 40 yıllık geçmişleri olmasına rağmen birbirleriyle anlaştıkları ve müşterek markalara takım ruhuyla hizmet verdikleri söylenemez. Aynı müşteriye hizmet veren reklam ajansı ve halkla ilişkiler ajansı bile birlikte çalışmayı ve marka için ortak strateji yaratmayı becerememişken bir de devreye sonradan giren marka danışmanı ile nasıl iyi geçinebilirler ki, dediğinizi duyar gibi oluyorum. Reklam verenin “esas” stratejik partneri olduklarını düşünen bu iki ajans zaten müşterisinin dijital ajansa, doğrudan pazarlama ajansına, branding ajansına, medya planlama ajansına, sponsorluk ajansına, organizasyon şirketine, araştırma şirketine ve benzeri tedarikçilere başvurmasını bile doğru dürüst hazmedemiyorken marka danışmanı ile birlikte çalışmayı kabullenemezler diye düşündüğünüze eminim.

 

Ama yanılıyorsunuz. Bazı reklam ve halkla ilişkiler ajansları müşterilerine marka danışmanı ile çalışmalarını öneriyorlar. Çünkü bu onların müşterilerine hizmet vermelerini kolaylaştırdığı gibi müşterilerinden hak ettikleri değeri almalarını da sağlıyor. Ayrıca markalaşmak için sadece iletişimin yeterli olmadığını gayet iyi biliyorlar.

 

Birçok KOBİ biraz palazlandı mı, reklam veren olmak için direkt reklam ve/veya halkla ilişkiler şirketine gider. İyi ajanslara rastlarsa ne ala, kötü ajanslara rastlarsa ne fena. Pazarlama zekasına sahip olmayan ajanslar aklına gelen güzel/çarpıcı fikirler ile KOBİ’ye para harcatır. Geri dönüşü başarısız olan bu tür marka iletişim faaliyetleri yüzünden KOBİ’nin ajanslara olan inancı azalır ve sonrasında işi daha ucuz yapacak ajanslar peşinde koşar. Bu yüzden markalarımız hap daha az ücret ödeyeceği ajans peşindedir. İş ucuzlayınca da ajanslar büyüyememekte, karlı çalışamamak ve niteliklerini geliştirememektedirler. Bu döngüyü kıracak yegâne oyuncu marka danışmanlarıdır.

 

Marka danışmanlarının işini iyi yapan ajanslara faydası çoktur ama işini kötü yapan ajanslara da tahammülü yoktur. Kendine güvenen ajanslar marka danışmanı ile birlikte reklam verene hizmet üretmekten çekinmezken, kendine güveni olmayan ajanslar marka danışmanını görmezden gelmeye çalışır veya marka danışmanından köşe bucak kaçar.

 

Marka danışmanlarının iyi ajanslara faydası:

·         Marka danışmanı ile çalışan firmalar markasına yatırım yapması gerektiğini bilir. Marka danışmanı ile çalışan firmalar pazarlamada neler yapmaları gerektiğini ve iletişime ne kadar bütçe ayırmaları gerektiğini iyi bilirler. Marka danışmanı markanın iletişim ihtiyacını çok iyi tespit eder. Bunu hem reklam verene hem de ajanslara iyi anlatır. Böylece reklam yatırımlarının geri dönüşü (ROI) daha etkili olur.

·         Marka danışmanları marka sahibi firmalara pazarlama zekası aşılar. Böylece firma reklamcının ve PR’cının dilinden anlamaya başlar. Marka danışmanı ile çalışan firmalar ajansların önerilerini daha iyi değerlendirir. Güzel fikirler çöpe gitmez.

·         Bildiğiniz gibi kötü reklam yoktur, kötü reklam veren vardır. Marka danışmanları marka sahiplerini bilinçli reklam verene dönüştürür. Bu sayede ajanslar doğru brif alırlar. Marka danışmanı firmanın pazarlama ve satış problemlerine vakıf olarak strateji belirleyecek ve ajansa doğru brif geçecektir. Bunun sonucunda ajanstan sattıracak kadar etkili, dikkat çekecek kadar yaratıcı işler çıkacaktır.

·         Ajanslar bazen reklam veren tarafında bulunan muhataplardan hızlı dönüş alamaz. Ama CC’de marka danışmanı varsa her şey hızlanır. 

·         Marka danışmanı ile çalışan firmalar ajanslarının değerini bilir, ajanslarına hakkını verirler ve saygılı davranırlar.

 

Marka danışmanlarının kötü ajanslara zararı:

·         Marka konumlandırmasını ve marka iletişim stratejisini belirlemiş firmaya (reklamverene) brif dışı iş getiren ajanslar “ne kadar sempatik/kreatif” olsalar da fikirlerini ne reklamverene, ne de marka danışmanına yutturamayacaktır.

·         Kendini olduğundan büyük/tecrübeli/kapasiteli gösteren ajanslar müşterisine “biz 360 derece hizmet üretiyoruz, bütün iletişim bütçeniz bizim üzerimizden geçsin” diyemeyeceklerdir. 

·         Marka danışmanı tarafından bilinçlendirilmiş reklamverene strateji üzerine ahkam kesmeden önce iki kere daha düşünmek zorunda kalacağı için ajans tedirgin olacaktır.

·         Yaratıcı ve etkili işler çıkaramayan ajanslar köşeye sıkışacaktır.

 

Gördüğünüz gibi marka danışmanları sayesinde ajanslar arasındaki haksız rekabet azalacaktır. Sırf bu yüzden reklam ajansları ve halkla ilişkiler ajansları marka danışmanlarının ne iş yaptığını, müşterilerine ve kendilerine nasıl faydaları dokunabileceğini bir an önce öğrenmelidirler.

 

 

Not: Reklamverenler Derneği, Reklamcılar Derneği, Halkla İlişkiler Derneği ve Marka Konseyi bir araya gelerek “bir markaya hizmet veren marka danışmanı ile ajanslar arasındaki işbirliği ve sinerjinin nasıl olması gerektiğini” tartışmaya açmalıdır. Bu tartışmadan çıkacak fikirler ve bilgi, ülkemizden dünya markaları çıkarma yolunda önemli bir kilometre taşı olabilir.




1 Ocak 2015 Perşembe

İletişimin Tarihi Önemi (veya Derslik Önemi)


Duygu ve düşüncelerimizi, bilgi ve tecrübelerimizi, haberleri ve anekdotları, duyduklarımızı ve gördüklerimizi temasta olduklarımıza iletişimle aktarabiliriz. Bu iletişim; sözlü, yazılı veya beden diliyle olabilir.

 

Ağzı olan konuşabilir, kalemi/klavyesi olan yazabilir ama her duyulan, her yazılan anlaşılmaz. Eğer iletişim düzeyimiz (yeteneğimiz) iyiyse konuştuklarımız da yazdıklarımız da daha iyi anlaşılır.

 

Eşimizle, çocuklarımızla, anne-babamızla, kardeşlerimizle, komşumuzla, yakın arkadaşlarımızla, uzak arkadaşlarımızla, çalışma arkadaşlarımızla, astlarımızla, üstlerimizle, patronlarımızla kurduğumuz iletişimin kapsamı, kalitesi ve başarısı elbette birbirinden farklı olacaktır. Önemli olan “nabza göre şerbet misali” kiminle, nerde, ne zaman, hangi şartlar altında nasıl iletişim kurduğumuzun farkına vararak iletişimimizi kurgulayabilmektir.

 

İyi iletişim becerilerine sahipseniz sosyal hayatta daha mutlu olabilir, iş hayatında da daha başarılı olabilirsiniz.

 

Hal böyleyken iletişim üzerine ne kadar düşündük, ne kadar okuduk, ne kadar araştırdık, ne kadar ders aldık?

 

Harbiden ilk ne zaman iletişim dersi aldınız?

 

Gelin önce tarihi kişiliklerden iletişim dersleri alalım, sonra sözü varacağı noktaya ulaştıralım.

 

11. yüzyılda yaşamış Karahanlı Türkü olan Yusuf Has Hacib devlet adamlarına başarılı olmaları için öğütler veren kitabı Kutadgu Bilig’de (Kutlu Bilgi) “insanda dilince değişir kader, ya yurda baş olur, ya başı gider” diyerek başta padişah olmak üzere tüm devlet yöneticilerine iletişimin önemini vurgular. Eserinde, yöneticilerin davranışlarıyla ve hitabetiyle iletişim içinde olduğunu, hareketlerine ve sözlerine dikkat etmeleri gerektiğini söyler.  Bu eser, yöneticilerin sadece bilgi ve yetenekleriyle değil, aynı zamanda iletişim becerileri ve ahlaki değerleriyle de liderlik yapmaları gerektiğini öğütler.

 

Yusuf Has Hacib eserinde; yöneticilere danışmanın ve danışmanları dinlemenin önemini vurgular. Ona göre iyi bir lider, çevresindeki akıllı insanların görüşlerine değer verir ve istişarede (görüş alışverişinde) bulunur. İletişimde adaleti ve eşitliği sağlamak önemlidir. Yönetici, herkesin söz hakkına sahip olduğunu kabul etmeli ve adaleti gözetmelidir. İletişimde dürüstlük ve doğruluk önemlidir. Yönetici, sözlerinde dürüst ve doğru olmalıdır. Yanıltıcı veya yanlış bilgi vermekten kaçınmalıdır. Yönetici, halkın ve çalışanların ihtiyaçlarını ve duygusal durumlarını anlamaya çalışmalıdır. Empati, iyi iletişim için temel bir özelliktir. Eser, yöneticilere halkla iyi ilişkiler kurmanın önemini anlatır. İyi bir lider, halkın güvenini kazanmalı ve onların destek ve işbirliğini sağlamalıdır. Eser, kötü sözlerden ve kabalıktan kaçınmanın önemini vurgular. Yönetici, nazik ve saygılı bir iletişim tarzı benimsemelidir. Yönetici, davranışları ve iletişimiyle iyi bir örnek olmalıdır. Diğerleri için ilham kaynağı olmalıdır.

 

Gördüğünüz gibi iletişimin önemi günümüze ait değildir, insanlık, iletişimin değerini binlerce yıl önce keşfetmiş ve nasıl olması gerektiğini neredeyse günümüzdekine eş değer bir şekilde vurgulamıştır.

 

Eskilerden devam edelim.

 

“Savaş Sanatı” adlı eseriyle ünlü olan ve MÖ 6. veya 4. yaşadığı sanılan Çinli bilge Sun Tzu, ordu komutanlarının ve devlet liderlerinin doğru iletişimle zafer kazanabileceğini belirtir.

  • ·         Sun Tzu, iletişimde dürüstlük ve güvenilirliğin önemini vurgular. Liderler ve askeri komutanlar, askerlerinin güvenini kazanmalıdır.
  • ·         Sun Tzu, liderlerin ve komutanların net ve yönlendirici talimatlar vermesi gerektiğini belirtir. Talimatlar muğlak olmamalı ve birbirleriyle tutarsız olmamalıdır. Ona göre iyi iletişim, birliklerin hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur.
  • ·         Sun Tzu, dinlemenin önemini vurgular. Hem askeri liderler hem de devlet adamları altlarındaki kişilerin görüşlerini dinlemeli ve değerlendirmelidir.
  • ·         Sun Tzu, komutanların askerlerini iyi motive etmeleri gerektiğini belirtir. Motivasyonu artırmak için iyi iletişimin şart olduğunu söyler.
  • ·         Sun Tzu, bazen sessizliğin ve gizliliğin iletişimin bir parçası olarak kullanılmasını önerir. Rakiplerinizi şaşırtmak ve kendi planlarınızı saklamak için sessiz kalmak bazen stratejik bir avantaj sağlayabilir.

 

Felsefe, etik, politika ve toplumsal düzen gibi birçok konuyu ele almış olan antik Yunan düşünürü Platon (MÖ 424-348) başta “Devlet” olmak üzere pek çok eserinde iletişimin önemini eğitim ve liderlik bağlamında ele alır. Onun felsefi düşüncesi, iyi bir iletişimin, insanların düşünme yeteneklerini geliştirdiğini ve toplumun daha adil ve düzenli bir şekilde işlemesine katkı sağladığını öne sürer.

  • ·         Platon, ideal bir toplumu ve yönetimi tasvir ederken eğitimin önemini vurgular. Eğitim, bireylerin düşünme yeteneklerini geliştirir ve iletişim becerilerini artırır. İyi bir eğitim, toplumun daha iyi iletişim kurmasına yardımcı olur. Bireyleri arasında iyi iletişim olan topluluklar daha az iç çatışma yaşar, birbirlerine daha sadık olurlar, dışarıya karşı daha çok birlik olurlar der.  
  • ·         Platon, liderlerin iyi iletişim becerilerine sahip olmaları gerektiğini belirtir. İyi bir lider, halkla etkili bir iletişim kurmalı ve toplumun ihtiyaçlarına duyarlı olmalıdır. Halkın arasına karışabilmeli, dertleri dinlemeli, yapamadıklarını açıklayabilmelidir. Halkıyla yüzleşmekten çekinmemelidir.
  • ·         Platon, iletişimin dürüstlük ve doğruluk temelinde olması gerektiğini vurgular. Yöneticilerin ve bireylerin iletişimlerinde yalan ve manipülasyondan kaçınması gerektiğini öğütler.
  • ·         Platon, dilin önemini ve retorik sanatının (konuşma sanatı) etkili iletişimde nasıl kullanılması gerektiğini ele alır. İyi bir konuşma, duygusal ve mantıklı açıdan ikna edici olmalıdır.
  • ·         Platon, iletişim sırasında karşılaşılan olası engelleri de tartışır. Önyargılar, yanlış anlamalar ve kötü niyetli iletişim, toplumun düşünce ve iletişim özgürlüğünü engelleyebilir.
  • ·         Platon sanatın ve felsefenin halkların kültürünü ve iletişimini iyileştirme gücüne sahip olduklarını söyler. Devlet adamlarının ve aristokratların sanatçıları ve filozofları desteklemesi gerektiğini söyler.

 

Yaklaşık 2400 yıl önce yaşamış olan ünlü Yunanlı filozof Aristoteles (MÖ 384-322) Retorik (konuşma sanatı) adlı eserinde etkili iletişim ve söylem sanatının önemini ele almıştır.

  • ·         Aristo, bu kitabında, konuşmanın temel amacının insanları ikna etmek olduğunu belirtir. Aristo’ya göre; İyi bir konuşma, dinleyicilerin düşünce ve duygularını etkileyerek onları istenen sonuca yönlendirmelidir.
  • ·         Aristo’ya göre; konuşmacının dinleyicileri iyi anlaması ve onların ihtiyaçlarına ve duygularına dikkat etmesi önemlidir. İletişim, dinleyicileri anlama ve onları etkileme sanatıdır.
  • ·         Aristo’ya göre; iyi bir konuşma, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini içermelidir. Konuşma, mantıklı bir sırayla ilerlemelidir. Aristo, iletişimde kullanılan argümanların mantıklı ve tutarlı olması gerektiğini vurgular. Argümanların içeriği, konuşmanın etkililiğini belirler. Konuşma yapmadan önce konuyu iyi bir şekilde anlamak ve hazırlık yapmak gerektiğini belirtir. Bilgi eksikliği veya yetersiz hazırlık, konuşmanın etkisini azaltabilir.
  • ·         Aristo, konuşma sanatını (retoriği) öğrenmek ve geliştirmek için sürekli çalışma (pratik yapma) gerektiğini söyler.

 

Bilgelerin ve filozofların iletişim hakkında söylediklerini dinledik. Bilgelere ve filozoflara değer vermeyenleriniz olabilir. O zaman peygamberlerin ve dinlerin iletişimin önemi üzerine neler dediğine bakalım.  

 

MÖ 7 veya 6. yüzyılda İran’da yaşadığı tahmin edilen ve Zerdüştlüğün kurucusu olan Zerdüşt’e göre iletişim; insanların daha iyi ilişkiler kurmalarını ve toplumlarını daha adil ve sevgi dolu bir şekilde şekillendirmelerini teşvik eder.

  • ·         Zerdüştlük öğretileri, insanların iyi düşünce, iyi söz ve iyi eylemde bulunmalarını teşvik eder. İletişimde iyi sözler ve düşüncelerin kullanılması önemlidir.
  • ·         Zerdüştlük, insanların dürüst ve doğru olmalarını vurgular. İletişimde doğruluk ve dürüstlük öne çıkarılır.
  • ·         İletişimde adalet ve eşitlik önemlidir. Herkesin söz hakkına sahip olması ve adil bir şekilde dinlenmesi gerektiği öğütlenir.
  • ·         Zerdüştlük, şiddetten kaçınılmasını öğretir. İletişimde şiddet içeren dil ve davranışlardan kaçınılmalıdır.
  • ·         İnsanların birbirlerinin acılarını anlamaları ve yardımcı olmaları teşvik edilir. İletişimde empati ve yardımseverlik önemlidir.
  • ·         İletişimde samimiyet ve samimi niyetler önemlidir. İyi bir iletişim, samimiyet ve açıklık üzerine kurulmalıdır.
  • ·         Zerdüştlüğe göre; İnsanlar, iyi bir itibar kazanmalı ve diğerleri tarafından güvenilir ve saygı duyulan kişiler olmalıdır.

 

MÖ 6 veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucusu olduğu düşünülen din adamı Siddhartha Gautama, namı diğer Buda, öğretilerinde iletişime doğrudan bir vurgu yapmasa da, insanlar arasındaki ilişkileri ve iletişimi iyileştirmeye yönelik bazı önemli söylemleri vardır. Buda'nın öğretileri, iletişimde saygı, dürüstlük, anlayış ve şiddetsizlik gibi değerleri vurgular ve bu değerler, insanların daha sağlıklı ve pozitif ilişkiler kurmalarına yardımcı olacağını söyler.

  • ·         Budizm, şiddetsizlik ilkesine dayanır, yani şiddetten kaçınılmalıdır. İletişimde şiddet içeren dil ve davranışlardan kaçınılmalı, saygılı ve nazik bir iletişim tarzı benimsemelidir.
  • ·         Buda'nın Ödünsüz Sekiz Katı Yol'un bir parçası olarak "Doğru Konuşma" prensibi vardır. İnsanların dürüst, doğru ve anlayışlı bir şekilde konuşmaları teşvik edilir.
  • ·         Budizm, empati ve merhameti önemser. İnsanlar başkalarının duygularını anlamaya ve acılarına karşı merhametli olmaya teşvik edilir.
  • ·         Budizm, bilgelik ve anlayışın önemini vurgular. İyi bir iletişim, anlayışlı ve düşünceli bir şekilde gerçekleşmelidir.
  • ·         Buda, öfkenin ve kızgınlığın insanları olumsuz bir şekilde etkileyebileceğini öğütler. İletişim sırasında öfke kontrolünün önemi vurgulanır.
  • ·         İletişimde iyi niyet ve samimiyet önerilir. İnsanlar arasında dürüstlük ve olumlu niyetlerle iletişim kurulmalıdır.
  • ·         Buda'nın öğretileri, zihinsel disiplinin önemini vurgular. İyi bir iletişim için zihinsel farkındalık ve huzur gereklidir.

 

Hz. Musa ve diğer Yahudi peygamberler, iletişimin önemi ve değeri hakkında Tevrat'ın öğretilerini ve kutsal metinlerini takip ederek bir dizi öğüt ve öğreti sunmuşlardır.

  • ·         İletişimde dürüstlük ve doğruluk temel bir öneme sahiptir. İnsanlar birbirlerine karşı doğru ve dürüst olmalıdır. Yalan söylemekten kaçınılmalıdır.
  • ·         Nazik ve saygılı bir iletişim tarzı teşvik edilir. İnsanlar birbirleriyle anlayışlı, saygılı ve düşünceli bir şekilde iletişim kurmalıdır.
  • ·         İletişimde empati yapmak ve başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını anlamak önemlidir. İnsanlar birbirlerine destek olmalıdır.
  • ·         İnsanlar birbirlerine sevgi ve saygı göstermelidirler. İletişimde sevgi ve saygı, sağlam bir temel oluşturur.
  • ·         İyi bir iletişim, iyi niyetle yapılmalıdır. Başkalarına zarar vermek veya kötü niyetli bir şekilde iletişim kurmak yerine, iyilik ve yardımcılık özendirilir.
  • ·         İletişimde adalet ve eşitlik önemlidir. Herkes adil bir şekilde dinlenmeli ve söz hakkına sahip olmalıdır.
  • ·         İyi bir iletişimde güzel ve anlamlı sözler kullanılmalıdır. İyi bir iletişim, insanların birbirlerini etkilemesine ve olumlu değişiklikler yapmasına yardımcı olur.
  • ·         İletişim, insanların birbirlerine yardım etmeleri ve destek olmaları için bir araç olarak görülür.

 

Hristiyanlığın kurucusu Hz. İsa’nın İncil'deki öğretileri, iletişimin önemi ve değeri hakkında da bazı önemli mesajlar içerir. Hz. İsa'nın vaazları ve öğretileri, toplum içinde insanlar arasındaki adaletin ve dürüstlüğün korunması gerektiğini vurgular. İsa'nın öğretileri, dürüstlük, sevgi, empati ve yardımseverlik gibi değerleri iletişimde merkeze koyar ve insanların birbirleriyle daha iyi iletişim kurmalarını öğütler.

  • ·         İncil'de Hz. İsa, dürüstlük ve doğruluk ilkesini vurgular. Yalan söylemekten ve ikiyüzlülükten kaçınılması gerektiğini öğütler.
  • ·         Hz. İsa'nın en ünlü öğretilerinden biri "Altın Kural"dır. "İnsanlara, sizin de insanlara davranmasını istediğiniz gibi davranın" şeklinde ifade edilir. Bu kural, empati ve sevgi temelinde iyi bir iletişimi teşvik eder.
  • ·         Hz. İsa, bağışlama ve merhameti önemser. İncil'de, insanlar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde bağışlama ve merhametin kullanılması gerektiğine dair öğretiler bulunur.
  • ·         Hz. İsa, insanların başkalarının acılarını ve ihtiyaçlarını anlamalarını teşvik eder. Yardımseverlik ve empati, iyi bir iletişimde önemli bir rol oynar.
  • ·         Hz. İsa'nın öğretilerinde sevgi ve insanlar arasındaki sevgi bağlarının güçlendirilmesi önemlidir. İyi bir iletişim, sevgi ve saygı üzerine kurulmalıdır.
  • ·         Hz. İsa, insanların birbirlerine yardım etmeleri gerektiğini öğütler. İyi bir iletişim, insanların birbirlerine yardımcı olmasını kolaylaştırır.

 

Bir iletişim bilgesi olan İslam peygamberi Hz. Muhammed’in iletişime dair pek çok hadisi vardır.

  • ·         Hz. Muhammed, konuşmada dürüstlüğün önemini vurgular. Müslümanlar dürüst olmalı ve yalan söylemekten kaçınmalıdır.
  • ·         Hz. Muhammed, güzel ve nazik sözlerin kullanılmasını teşvik eder. İnsanlar birbirlerine saygılı ve nazik bir şekilde konuşmalıdır.
  • ·         Hz. Muhammed, insanların birbirleriyle iyi iletişim kurmalarını öğütler. Tartışma ve çatışmalardan kaçınılmalı, anlaşmazlıklar sakin bir şekilde çözülmelidir.
  • ·         Hz. Muhammed, insanların birbirlerinin duygularını anlamalarını ve empati yapmalarını teşvik eder. Başkalarının acılarına ve ihtiyaçlarına duyarlı olunmalıdır.
  • ·         Hz. Muhammed, bilginin paylaşılmasını ve öğretmenin önemini vurgular. Öğrenmek ve öğretmek, toplumun bilgeliğini artırır.
  • ·         Hz. Muhammed, insanların iyi bir itibar kazanmalarını ve diğerleri tarafından güvenilir ve saygı duyulan kişiler olmalarını teşvik eder.
  • ·         Hz. Muhammed, sükunetin önemini anlatır. Özellikle öfke anlarında sakin olunmalı ve düşünce ve hisler iyi bir şekilde ifade edilmelidir.
  • ·         Hz. Muhammed, insanların birbirlerine yardım etmelerini ve iyilik yapmalarını teşvik eder. İyi bir iletişim, insanlar arasında yardımlaşmayı kolaylaştırır.
  • ·         Hz. Muhammed tüm ilişkilerinde adil, dürüst, sabırlı, merhametli ve cömertti. Hz. Muhammed “El-Emin (güvenilir) olarak bilinirdi. Sözünün eriydi. Kul hakkına çok önem verirdi. Birinin sözünü kestiği zaman bile kul hakkı yediğini düşünürdü. Ayrım yapmadan herkesle diyalog kurardı. Daha peygamber olmadan önce içinde Musevi’nin de, Hristiyan’ın da, Zerdüşt’ün de, Sabii’nin de, putperestin de olduğu, amacı toplumda ve yönetimde ahlaki değerleri ve adaleti yükseltmek olan Erdemliler İttifakı adlı grubun aktif bir üyesiydi. Hz. Muhammed herkese karşı, bilhassa yakınındakilere karşı cömertti. Kervan ticaretinde iyi gelir elde ettiği zaman, kendisine yetecek kadar olanı alır, fazlasını kervanda görevli çalışanlara ve kölelerine dağıtırdı. Hz. Muhammed istişareyi severdi. Çevresindekilerin görüşlerini alarak karar verirdi.

 

Gördüğünüz gibi; peygamberler de iletişimin önemini vurgulamışlar, örnek bir iletişimci olmuşlardır.

 

Ünlü psikolog ve iletişim uzmanı Doğan Cüceloğlu bakın iletişim konusunda neler diyor?

  • ·         İletişim insanlar arasındaki ilişkilerin temelini oluşturur. İnsanlar, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için iletişim kurarlar. Bu nedenle sağlıklı ve etkili iletişim, sağlıklı insan ilişkilerinin temelidir.
  • ·         Cüceloğlu, iletişimin sadece sözlü iletişimden ibaret olmadığını, duygusal anlayış ve empati gerektirdiğini belirtir. İnsanların birbirlerini anlamaları ve duygusal olarak desteklemeleri, iletişimi güçlendirir.
  • ·         İletişim, bireylerin kişisel gelişimine katkı sağlar. Kendi düşüncelerini ve duygularını ifade etmek, özgüveni artırır ve duygusal zeka üzerinde olumlu etkiler yapar.
  • ·         Doğan Cüceloğlu, toplum içinde uyumun ve işbirliğinin iletişim sayesinde mümkün olduğunu söyler. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkların ve çatışmaların çözümü de etkili iletişimle mümkün olur.
  • ·         İletişim, bilgi ve deneyimlerin paylaşılması için önemlidir. Bilgi paylaşımı sayesinde toplumlar ilerler ve yeni bilgilere erişim sağlanır.
  • ·         Cüceloğlu, iletişimin bir problem çözme aracı olduğunu belirtir. İnsanlar iletişim yoluyla sorunları tartışabilir, farklı görüşleri dinleyebilir ve ortak çözümler bulabilirler.
  • ·         İletişim, bireylerin düşüncelerini ve fikirlerini özgürce ifade etme hakkını destekler. İfade özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşlarından biridir. İnsanlar sadece siyasette değil, ikili ilişkilerinde de kendini özgürce ifade edebilmelidir. Kimse kimsenin görüşünü kısıtlamaya çalışmamalıdır.
  • ·         Doğan Cüceloğlu'nun iletişimin önemine dair görüşleri, insan ilişkileri, kişisel gelişim ve toplumsal uyum açısından iletişimin merkezi rolünü vurgular. Ona göre, etkili iletişim insanların daha sağlıklı, mutlu ve toplumsal açıdan başarılı bir yaşam sürdürebilmeleri için temel bir beceridir.

 

İletişimin önemini, insanlık neredeyse yazıyı icat ettiğinden beri vurgulamaktadır. İletişim bu kadar önemliyken, neden ilkokullarda, ortaokulda ve/veya lisede iletişim dersleri olmaz?

 

Bilirsiniz; iletişim yoksa, iletişimsizlik vardır.

 

İletişimsizlik yüzünden başımıza pek çok kötü şey gelmiştir. Geç kalmışızdır, yanlış yapmışızdır, yanlış anlaşılmışızdır, yanlış anlamışızdır, ziyan etmişizdir, çatışmalar yaşamışızdır, küsmüşüzdür, boşanmışızdır, kovulmuşuzdur, rezil olmuşuzdur ve daha pek çok olumsuzluklar yaşamışızdır.

 

İletişimsizlik yaşam kalitemizi böylesine bozuyorsa, çocuklarımıza erken yaşlarda iletişimin önemini anlatmamız, doğru iletişim için yapacaklarını söylememiz ve göstermemiz gerekmez mi?  

 

Çocuklarımızın, torunlarımızın ve gelecek nesillerin daha az iletişim sorunu yaşaması için, birlikte daha mutlu yaşamaları için İletişim Dersleri başlasın, diyorum.

 

Siz ne dersiniz?