Bir başkan
adayı seçim kampanyasını ve iletişimini planlı programlı yürütürse seçimi
kazanma ihtimali daha yüksektir. Biz de politikacılar günü yaşarlar, böyle
iletişim planlamalarına inanmazlar. Çok azı batı ülkelerinde olduğu gibi seçime
profesyonel danışmanların desteğinde girer ve bir iletişim planı çerçevesinde
hareket eder.
ABD’de liberal
partinin başkan adaylarına iletişim danışmanlığı yapan bir firmanın uzmanları
1999’daki yerel seçimler öncesinde Türkiye’de bir seminer vermişti. O zamanlar
Liberal Demokrat Parti’nin üyesi olan patronum “git katıl” diye görev biçmişti
bana. Siyaseti konuşmayı ve düşünmeyi pek sevmediğim o dönemlerde gittiğim bu
seminer gerçekten ilgimi çekti ve pazarlama iletişimi dağarcığıma güzel
fikirler enjekte etti.
O gün
bugündür, seçim kampanyaları üzerine kafa yorarım, ama hiç kalem oynatmamıştım.
Bu ayın konusuna nasip oldu.
- Belediye başkan adayı ve seçim kampanyasını yürütecek danışmanlık
firması arasındaki işbirliği nasıl olmalıdır?
- Başkan adayı, danışman olarak bir kişiyle mi, ya da bir reklam
ajansıyla mı, yoksa bir halkla ilişkiler ajansıyla mı çalışmalıdır?
- Başkan adayına seçimleri kazanması için nasıl bir iletişim
danışmanlığı verilmelidir?
- Başkan adayına sunulacak danışmanlığın içeriği ne olmalıdır?
- Seçim kampanyası stratejisi nasıl belirlenir?
- Danışman başkan adayını nasıl yönlendirmelidir?
- Başkan adayını diğer rakiplerden farklılaştırmak için neler yapmak
gerekir?
- Kitleleri etkilemek ve başkan adayınıza oy vermelerini sağlamak için
ne tür mesajlar iletilmelidir?
- Başkanlığa aday olan politikacının seçim kampanyası süresince yapması
ve yapmaması gerekenler nelerdir?
- Seçim kampanyası nasıl inşa edilir, parti, lider, proje ve fikir
propagandası nasıl yapılır”
Yukarıdaki
gibi sorulara pazarlama perspektifinden cevap üretmek için uzun zamandır gözlem
yapıyor ve bilgi topluyordum. Edindiğim izlenimleri, topladığım bilgileri ve
geliştirdiğim fikirleri, seçimler yaklaşırken burada paylaşmak istedim. Belki başkan
adaylarına iletişim danışmanlığı yapacak birilerine faydamız dokunur.
Öncelikle
parti örgütünün yapacağı propaganda çalışmalarına bu yazıda hiç değinmeyeceğimi
bu alana dair önerilerde bulunmayacağımı bilmenizi isterim. Bu yazıda başkan
adayının seçim kampanyasını şekillendirecek ve iletişim danışmanlığını yapacak
profesyonel kişilere veya kurumlara yönelik önerileri bulacaksınız.
Bir başkan
adayından seçim kampanyasını yürütmeniz ve iletişim danışmanlığını yapmanız
için teklif geldi diyelim, ne yapacaksınız, nereden başlayacaksınız, nasıl
devam edeceksiniz?
İlk şart: Adaya inanmak.
Adaya
inanmıyorsanız işi almayın, ama işi aldıysanız artık adayın iyi bir belediye
başkanı olacağına inanmak zorundasınız. Adayın ait olduğu parti ile
görüşleriniz örtüşmüyorsa bile bunu asla seçim bitesiye kadar başka yerlerde
dile getirmeyin, hatta kendinize bile söylemeyin. Seçimler bitesiye kadar
duygularınızı bir kenara koyun ve işinizde başarılı olmak için mantığınızı ön
plana çıkarın. Isınamadığınız bir adaya başarılı bir seçim kampanyası
hazırlayamazsınız.
İkinci şart: Beldeyi sevmek
Hizmet
verdiğiniz başkan adayının seçime gireceği bölgeyi (ili/ilçeyi) gezin,
insanlarla konuşun, tarihini inceleyin. Orayı geliştirmeyi siz de arzulayın.
Orayı severseniz, oranın belediye başkanlığına aday olan müşterinize daha
yaratıcı hizmet üretirsiniz.
Sonrasındaki
görevleriniz
- İl/İlçe hakkında araştırma yapmak
- İl/İlçe’nin gelişme ihtiyaçlarının tespit etmek
- İl/İlçe’nin markalaşması için konumlandırma belirlemek
- İl/İlçe gelişimi ve markalaşması için projeler üretmek
- Rakip adayları incelemek ve takip etmek
- Rakip adayların ait olduğu partileri incelemek ve takip etmek
- Başkan adayınızın hayatı hakkında araştırma yapmak. Olumlu ve
olumsuz yanları tespit etmek.
- Başkan adayınıza imaj, vücut dili, güzel konuşma ve topluluk önünde
hitabet eğitimi vermek
- Başkan adayınızın adını taşıyan web sitesi açmak ve içeriğini
yönetmek
- Başkan adayınız ile ilin/ilçenin ileri gelen kişi ve kurumları
arasında olumlu ilişki gelişmesini sağlamak
- Başkan adayınızın seçim kampanyası süresince yapacağı oy toplama
ziyaretlerini planlamak
- Başkan adayınız için söylemler bulmak
- Başkan adayınız için miting konuşması ve basın toplantısı metinleri hazırlamak
- Seçim kampanyası için slogan belirlemek
- Başkan adayınızın tasarımlarda ve medyaya verilecek basın
bültenlerinde kullanılacak fotoğraflarını çektirmek.
- Seçim kampanyası için tasarımları hazırlamak, bunları bastırmak ve
yayınlatmak
- Başkan adayınızın medyayı nasıl kullanacağını planlamak
- Başkan adayınız ile medyanın ileri gelenleri arasında olumlu ilişki
gelişmesini sağlamak
- Başkan adayınız hakkında propaganda amaçlı olumlu haberleri medyaya
servis etmek
- Başkan adayınız hakkında olumlu, rakipleriniz hakkında olumsuz
gerçekleri hangi tekniklerle ve aracılarla oy verenlere ulaştıracağınızı
planlamak
- Seçim kampanyasının başından itibaren düzenli aralıklarla seçim
anketi düzenlemek
İletişim
danışmanı olarak belediye başkan adayına verdiğiniz hizmet gönüllü değil,
paralı bir hizmettir. Bir profesyonel olarak ideolojik girdaplara dalmadan
hizmet üretmeniz gerektiğini bilmelisiniz. Yaptığınız işin bir pazarlama
faaliyeti olduğunu unutmayın. Seçim kampanyaları da, ürünler için yapılan satış
veya imaj kampanyalarına benzer süreçlerle hazırlanır.
Ürün: Belediye başkan adayı
Özellikleri: Eğitimi, kariyeri, başarıları, ailesi
Farklılıkları: Başkan adayının projeleri
Faydaları: İlçeye kazandıracakları
Ürünü Üreten: Belediye başkan adayının partisi
Hedef Kitle: Belediye sınırları içerinde yaşayan ve oy kullanma hakkı olan
vatandaşlar.
Adayın
vatandaşlar tarafından algılanması seçime girdiği partinin algılanmasıyla etkileşir.
Bir genelleme yapacak olursam Türkiye’deki vatandaşların yarısı yaşamları
boyunca keskin bir politik görüş geliştirirler ve bu politik görüşe en uygun
partinin belediye başkan adayına (adayı sorgulamaksızın) gözü kapalı oy
verirler. Pazarlama diliyle biz bunlara sadık müşteriler diyebiliriz. Diğer
yarısı ise keskin politik görüşe sahip değildir. Çevreden, medyadan, reklamlardan,
imajdan, tecrübelerden ve fikirlerden etkilenerek oy kullanır. (Hatta bazıları
o kadar apolitiktir ki, oy vermeye dahi gitmezler.) Bu kitleyi etkileyerek
sadık oylarınızın üzerine önemli miktarda oy ekleyebilir ve seçimleri kazanabilirsiniz.
O zaman seçim kampanyası
stratejisini nasıl belirlemek gerekiyor?
Sadık oy
verenlerine değil, oyunu verecek aday arayanlara yönelmek en doğrusudur. Tabi
bunu yaparken sadık oy verenlerinizi kızdırmamalı ve hayal kırıklığına uğratmamalısınız.
Öncelikle
belediye başkan adayına bir konumlandırma belirlenmelidir. Konumlandırma seçmen
tercihleri doğrultusunda belirlenmelidir. Bunun için de kamuoyu araştırması
yapılmalıdır. Bu araştırmada başkan adayınızın partisine oy vereceklerin (yani
sadık müşterilerin) görüşlerini bir kenara koymanızı tavsiye ederim. Diğer
partilere oy vermeyi düşünenler ile henüz kime oy vereceğini bilmeyenlerin yeni
belediye başkan adayından beklentilerini öğrenin ve konumlandırmanızı bu seçmen
kitlesine göre belirleyin.
Başkan
adayınız kendi seçmen kitlesine nasıl sesleneceğini ve onları nasıl ikna
edeceğini muhtemelen gayet iyi biliyordur. Bilmediği ise hedeflediği seçmenlere
nasıl hitap etmesi gerektiği ve onları kendisine oy vermeye nasıl ikna etmesi
gerektiğidir. Zaten büyük bir ihtimalle bunun farkına vardığı için bir iletişim
danışmanı tutmuştur. Yani iletişim danışmanı adayın kendi partililerine hoş
görünmesi için değil, adaya ve partisine sıcak bakmayanları etkilemek için
tutulmuş olması gerekir.
Konumlandırma
belirlenirken cesur ve yaratıcı olunmalı, rakiplerden ayırt edeci bir
konumlandırma belirlenmelidir. Konumlandırma bir konuya odaklanmayı gerektirir.
Seçilecek belediye başkanından çözmesi beklenen en önemli problemin ne olduğu
konumlandırmanın çıkış noktasını gösterir. Diğer problemler hep bu ana
problemin arkasında zikredilmelidir.
Seçmenin
kafasında net bir konumlandırmanız varsa size oy vermeyi düşünür. Sizin
yüzlerce fikrinizi veya projenizi yarım yamalak anlaması değil, en önemli 3-5
fikrinizi veya projenizi tam anlamıyla anlaması konumlandırmanızı zihinlere
yerleştirmek için yeterlidir.
Konumlandırmayı
ifade edecek söylemler kolay anlaşılır olmalıdır. Öyle ki; 6 yaşındaki bir
çocuk bile başkan adayınızın en önemli vaadini bir çırpıda söyleyebilmelidir.
Konumlandırmayı
vurgularken bazı söylemlerinde başkan adayı, partisinin ideolojisine ve
politikalarına biraz ters düşmesi de gerekse de bundan korkmamalıdır. Parti
görüşlerine biraz ters söylemler hem kolayca kamufle edilebilir, hem de telaşlanacak
kadar partiye zarar vermez. Ör: Seçim bölgesinin koşulları bir AKP’li belediye
başkan adayını alkollü mekanları koruması altına alacağını söylemeye itebilir
veya bir CHP’li belediye başkan adayının başörtülülere daha fazla özgürlük
tanıyacağını söylemeye itebilir. Bu sözde partiye ters söylemler düzgün bir
lisanla söylenirse ne sadık oy verenler ne de parti genel merkezi olumsuz tepki
verecektir. Bu söylemler ikiyüzlülük değildir, seçimi kazanmak için gereken konumlandırmanın
bir parçasıdır. Asıl, seçimi kazandıktan sonra, seçim öncesinde verilen bu
sözler yerine getirilmez ise ikiyüzlülük başlar. Bu da başkan adayınızın
sorunudur.
Konumlandırma
ile birlikte başkan adayınızın giyim kuşamı, davranışları ve konuşmaları da konumlandırmaya
uymalıdır. Hemen hemen her ilçe ve illerin büyük bir kısmı büyük şehirlere göç
vermekte ve ekonomik canlılığını kaybetmektedir. Bu seçimlerde şehrini ekonomik
anlamda geliştireceğini ve modernleştireceğini, böylece nüfusunun da artacağını
vaat eden başkan adaylarının sayısı çok olacaktır. Onlara tavsiyem dinamik
görünmeleridir. Giyimleriyle, davranışlarıyla, afişleriyle ve konuşmalarıyla
etraflarına alttan alttan hep bir dinamizm yaymaları gerekir. Bunun nasıl
olacağını iletişim danışmanları gayet iyi bilir.
Belediye başkan
adayınızın kendisini iline/ilçesine vakfedeceğini, ilini/ilçesinin kaderini
olumlu anlamda değiştireceğini, ilinin/ilçesinin kentsel dönüşümünü
gerçekleştireceğini, ilindeki/ilçesindeki üretimi, ticareti ve istihdamı
artıracağını, hemşerilerinin refahını artıracağını seçmene inandırıcı bir
şekilde geçirmek için konumlandırma çok iyi vurgulanmalıdır.
Seçim
kampanyasını asla rakiplerinize cevap verme veya saldırma eksenine oturtmayın.
Elbette rakiplerinizin ithamlarına ve açıklarına seyirci kalmayın. Gerekli
zamanlarda onların üzerine yüklenin. Ama unutmayın sık sık rakiplerinizden
bahsederek kendinizi konumlandıramazsınız. İlinizden (veya ilçenizden),
kendinizden ve yapacaklarınızdan bahsederek konumlandırmanızı kafalara
nakşedebilirsiniz.
Mevcut belediye başkanını
zayıflatmak istiyorsanız, önceki seçimlerdeki
vaadlerini bulun ve yerine getirmediklerini seçmenlerle paylaşın. İlin/ilçenin gelişim
istatistiklerinden olumsuz olanları ortaya koyarak rakibinize yüklenin. İldeki/ilçedeki
olumsuzlukları belgeleriyle ve fotoğraflarıyla afişe edin. Rakipleriniz
hakkında bazı açıklamaları başkan adayınız değil, yardımcıları veya medyanın
yapması daha doğru olacaktır.
İli/ilçeyi bayrak, afiş ve
billboardlarla donatmanın ötesine geçin. İnterneti ve cep
telefonlarını mecra olarak kullanın. Doğrudan postalamayı deneyin. Yeni ve
yaratıcı mecralar bulun.
Başkan adayı ile nasıl bir
ücrette anlaşmalısınız?
İşte en merak
edilen soru budur diye düşünüyorum. Çok kesin bir önerim var: Elinizi taşın
altına koyduğunuzu belirten bir ücret ve ödeme sistemi sunun başkan adayınıza.
Diyelim ki, seçimlerden 3 ay önce hizmet üretmeye başlayacaksınız,
hizmetlerinizin karşılığı olarak da 100.000 YTL belirlediniz. Başkan adayına
şöyle bir teklif sunun: “İşe başlarken
ücretimizin %20’sini nakit alırız, otuzuncu günde %10’unu nakit alırız, ellinci
günde %10’unu nakit alırız, yetmişinci günde %10’unu nakit alırız. Bakiyeyi,
yani ücretimizin %50’sini seçimi kazanırsanız bir hafta içerisinde 30 günlük
çek olarak alırız, seçimi kazanamazsanız bu bakiyeyi istemiyoruz.”
Elinizi taşın
altına sokacak bir ücretlendirme ve ödeme sistemi hem sizi daha çok motive
edecektir, hem de başkan adayının size daha çok inanmasını sağlayacaktır. Bu
arada kendisine başkanlığı kazandırmaya bu kadar iddialı olan bir danışmanın
fiyatını başkan adayının daha az sorgulayacağını da belirtmeliyim.
Uyarı 1:
Başkan adayına danışmanlık hizmeti veren kişi veya kurum olarak hiçbir şeyi
veresiye yapmayın, kendi çekinizi veya aktiflerinizi kullanarak seçim
kampanyasını geçici olarak finanse etmeye kalkmayın. Seçimi kazansa da kazanamasa
da danışmanına vaat ettiği ödemeleri yapmayan politikacılar tanıyorum. Bu
yüzden çalışanlarına ödeme yapamayan, hatta tedarikçilere (matbaaya,
fotoğrafçıya ve başka bir çok yere) borcunu kendi kaynaklarından ödemek zorunda
kalan danışmanlar tanıyorum.
Uyarı 2:
Başkan adayı ile iletişim danışmanı arasında kapsamlı bir sözleşmenin yapılması
her iki tarafın haklarını ve gizliliğini korumak adına önemlidir.
Bu yazı, seçim
kampanyası yaratan ve yürüten iletişim danışmanlarının fikirlerine zenginlik
katar umarım.
Sevgiyle
kalın.
Web sitem: www.muratsaylan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder