Pazardan gelen
bu fiyat baskısı altında firmalar tabiri caizse inim inim inlemektedir.
Fiyatını zorunlu olarak düşüren veya enflasyon oranında zam yapamayan firmalar
önce ürünlerinin kalitelerini sonra da firmalarının kalitelerini azaltarak
karlı kalmaya çalışmaktadırlar.
Fiyat
indirimine fiyat indirimiyle karşılık vermekten başka ticari zekası olmayan
firmalar hem karsızlık girdabına yakalanmakta hem de kalitesizleşen ürün ve
hizmetleri yüzünden müşterilerini rakiplere kaptırmaktadırlar. Sonrasında da kaçınılmaz
olarak ya iflas etmektedirler ya da rakiplerine satılmaktadırlar.
Fiyatları
indirmek yerine artırmayı ve böylece daha fazla kar yapmayı planlayan firmalar
ise inovasyona ve markalaşmaya önem göstermektedirler. Ama maalesef bu firmaların
bazılarını da bir süre sonra fiyat indirimi olimpiyatlarında görebiliyoruz.
Fiyat rekabeti
tüm ekonomilerin katilidir. Hem firmaları öldürür, hem de zarar eden şirketler
yüzünden vergi toplayamayan devletleri öldürür.
Üreticilere en
büyük fiyat baskısı da perakendecilerden gelmektedir. Özellikle tüketiciye “en ucuz
fiyat garantisi” sunabilmeyi marifet edinen hipermarketler raflarındaki
markaların üreticisi firmaları karsızlığa mahkum etmektedirler.
Fiyat rekabeti
büyük-küçük tüm marketlerin gözünü o kadar kör etmiştir ki, kendi karlarını da
yok etmek pahasına rekabet etmektedirler. Bu yüzden ülkemizde ve dünyada
hipermarket ve süpermarket zincirleri sık sık iflas eder veya el değiştirir.
Wallmart
dünyanın en büyük hipermarket zinciridir. 400 milyar doları aşan yıllık
cirosuyla bir çok ülkenin gayri safi milli hasılasını geçebilmektedir. ABD’de
yapılan bir araştırmaya göre Wallmart’a ürün veren firmaların çoğunun karlı
çalışamadıkları ve devlete vergi veremedikleri saptanmıştır. Wallmart’la çalışmadan
önce kar ve vergi üreten bu firmaların perakendecilerden gelen fiyat baskısına
boyun eğerek fiyatları geri çekmeleri sonucunda bugünkü karsız ve keyifsiz
duruma geldikleri saptanmıştır.
Küçük-büyük
marketlerin, bakkalların ve esnafların topluma faydası, tüketicilerin ihtiyaç
duyduğu ürünleri tüketicinin yakınına getirmesidir. Tüketiciye doğru atmosfer
ve iyi hizmet sunması yeterli olmalıdır. Fiyat rekabetine girmesine gerek
kalmamalıdır. Rekabeti çeşitte, hizmette ve lokasyonda sunduğu farklılık ve
inovasyonlarla yürütmelidir.
Eğer fiyat rekabetine
odaklanmış firmaların kamikaze kararlılığına dur denmez ve inovatif çözümler
üretilemez ise dünya karsızlığın kavurucu etkisiyle kaosa sürüklenecektir.
Vergi
toplayamadığı için giderlerini karşılayamayan devletler içeride vatandaşına
huzur veremeyecek, dışarıda da başka ülkelerin kaynaklarını eline geçirmek için
savaş veya fitne çıkaracaklardır. (Vergi toplama sistemi gayet sağlıklı işleyen
ABD’nin kaynak emperyalisti olmasının nedeni ise devlet giderlerinin vergi
toplamayla karşılanamayacak kadar büyük olmasıdır. Yani ayağını yorganına göre
uzatmayı tercih etmeyen ABD, bu zihniyetini değiştirmediği sürece başka
ülkelerin kaynaklarını sömürmek için savaş ve fitne çıkarıcı olmaya devam
edecektir.)
Kar
etmek her insanın ve kurumun kutsal görevi olmalıdır.
Artı değer “kar”;
ya işi büyütmeye yarar, ya yeni girişimlere sebep olur, ya mülk aldırır ya da
tüketim malları. Hepsi dünya ekonomisinin büyümesine dolayısıyla daha fazla
insana iş ve aş olarak geri dönmesine yarar.
Dünya nüfusu 7
milyarı geçmiştir. Çalışabilir nüfusun %30’u işsiz güçsüzdür ki bu da 2 milyar
insanı etkilemektedir. Bu insanlara iş ve aş bulabilmemiz için tek gerçekçi ve
kalıcı çare dünyadaki kurumların karlı çalışması ve elde ettikleri karla
yatırım ve tüketimlerini artırmalarıdır. Bu yatırım ve tüketim döngüsü
istihdamı artıracaktır.
Devletlerin
ekonomi uzmanları şirketlerin karlı çalışabilmesine daha fazla odaklanması
gerekmektedir. Nasıl üç yıl üst üste zarar eden bir firmayı devletin kapama yetkisi
varsa, devletten firmaların karlı çalışmalarına katkıda bulunacak uygulamaları
hayata geçirmesi de beklenmelidir.
Devlet,
firmaların giderlerini azaltıcı önlemler alarak işe başlayabilir. Bugün
belediyeler, noterler, resmi kurumlar, dernekler ve benzeri kurumlar harç, hizmet
bedeli, hak ediş, komisyon vb isimler altında şirketlerden önemli miktarda
ödeme talep etmektedir. Bunları ödeyen şirketlerin kar etmesi imkansızdır,
çünkü rakipleri ödemediği için pazara daha düşük fiyatlı ürün
sunabilmektedirler.
Tatmin edici karlılığı
önemli bir ölçüde azaltan bir etken de vergilerdir. Gelir vergisinin %40’lardan
%20’lere düşmesi yeterli değildir. Gelir vergisi %5’lere çekilirse bugünkünden
daha fazla vergi toplanacağı iddiasındayım. Stopaj ve KDV’de de önemli düşüşler
olmalıdır. Bu düzenlemeler sayesinde ekonomi yüzde yüze yakın kayıt altına da
alınabilir. Kayıt altında olmayan, yani vergi üretmeyen ekonominin büyüklüğü
kayıtlı ekonominin en az 3 katı olduğu iddiasındayım.
Devlet
tarafından alınacak kararlardan biri de üretilen her ürünün üstüne perakende
satış fiyatının yazılmasıdır.
Nasıl artık
firmaların web sitesi kurma ve bilançolarını burada kamuoyuna deklare etme
zorunluluğu geliyorsa, üretici firmaların ürünlerinin perakende satış
fiyatlarını da web sitelerinde yayınlama zorunluluğu olmalıdır.
Uygulama
bununla da kalmamalı her firma her ürününe hem barkod hem de fiyat basmalıdır.
Yani ürünün son (perakende) fiyatını üretici ürünün üzerinde deklare
edebilmelidir.
Genelde
üreticiler “tavsiye edilen satış fiyatı”nı belirlemektedirler. Serbest piyasa
ekonomisi ve rekabet kuralları gereğince alt satıcılarına satış fiyatı dikte
edememektedirler.
Öte yandan
Türk Ticaret Kanunlarına göre satış noktasında sergilenen her malın fiyatı
belirgin bir şekilde müşterilere deklare edilmelidir. Bunun için raflarda veya
ürünlerin üzerinde fiyat etiketleri zaten vardır. Ama buradaki fiyatlar
üreticinin değil, satıcıların belirlediği fiyatlardır.
Pazarda
(avm’lerde, marketlerde, bakkallarda, esnaf dükkanlarında, zincir
mağazalarda…vb yerlerde) satılan ürünlerin yaklaşık %10’unda
etiketlerin/ambalajların üzerinde üreticinin koyduğu orijinal fiyat vardır.
%90’ında satış noktasının koyduğu fiyat vardır.
Fiyatı kendi
belirleyen satış noktaları yüzünden bir ürünün fiyatı her yerde farklı farklıdır.
Aslında bu tam bir kaosa ve kafa karışıklığına sebep olmaktadır. Tüketiciler
üzerinde fiyatı olmayan ürünü doğru fiyattan aldığına emin olamadığı için daima
kazıklandığı şüphesiyle yaşamaktadır. Ayrıca üzerinde orijinal fiyatı olmayan
ürün için doğal olarak müşteriler pazarlık yapma eğilimindedirler.
Aslında son
satış noktaları da ürünün üzerinde üretici tarafından konmuş perakende satış
fiyatı görmek istememektedir. Son fiyatı kendilerinin belirlemesinin lehlerine
olduğunu düşünürler. Fakat bu hiç de lehlerine olmaz. Fiyat rekabetinin
dayanılmaz kışkırtıcılığıyla fiyatları düşürdükçe düşürürler ve böylece hem
kendileri, hem firmaları, hem de ürünü aldıkları üst satıcıyı batırırlar.
Perakende
satış fiyatının üretici tarafından ürün üzerine konması önerim serbest piyasa
ekonomisine uyumludur. Çünkü bu uygulamayı önerirken perakendecilerin ürünün
üzerindeki fiyattan satma zorunluluğu olsun demiyorum. Benim önerimde; son
satış noktası ürünü satarken istediği “indirimi” veya “bindirimi” uygulamakta yine
özgürdür. Tek farkı tüketici ürünün orijinal fiyatını bilecektir ve satış
noktasının ne kadar “indirim” veya “bindirim” yaptığını görebilecektir.
Üreticiler
ürünlerine tam da arz ve talebe göre, markalarının konumlandırmasına göre,
hedef kitlelerinin alım gücüne göre, alt satıcılarının gelir beklentisine göre
uygun bir fiyat vermeyi zamanla öğrenecektir.
“İndirimleri”
keyifle karşılayan tüketiciler de zamanla, “bindirimleri” keyifsizce
karşılamamayı öğreneceklerdir. Zaten “bindirim” çok az yerde (havalanı ve
sinema kafelerinde, barlarda, restoranlarda) göze çarpacaktır. Şu andaki
durumdan tek farkı ürünün üzerinde gerçek fiyat yazması ve tüketicinin
“bindirimi” anında hesaplıyor olması olacaktır.
Ürünün
üzerinde üreticinin koyduğu perakende satış fiyatının olması aşağıdaki
faydaları da beraberinde getirecektir.
- Nihai tüketiciler ve son alıcılar ürünün gerçek değerini
bileceklerdir.
- Perakendecilerden, son satış noktalarından, nihai tüketicilerden ve
son kullanıcılardan üst satıcılara ve nihayetinde üretici firmaya gelen
fiyat baskısı azalmış olacaktır.
- Perakendeci ve son satıcıların çoğu ürünü üreticisinin belirlediği
fiyatın üzerinde satmaktan çekineceği için tüketiciler ve son kullanıcılar
korunmuş olacaktır.
- Üreticilerin ve alt satıcıların zam yapma süreleri uzayacaktır. Bu
da enflasyonu dizginlemeye yarayacaktır.
- Perakendeci ve son satıcı ürünün üzerindeki fiyattan indirim yapmaya
daha az istekli olacaktır.
- İndirim yapmayan satıcı indirim yapan satıcı yüzünden tüketicilere
açıklama yapmakta daha kolay argümanlar bulacaktır.
- Satış noktaları fiyat rekabeti yerine hizmette rekabete
odaklanacaktır.
- Çılgın indirim kampanyaları azalacağından çılgın tüketim de
azalacaktır.
- İndirim kampanyaları azalacağından son satıcılar, üst satıcılar ve
üretici firma daha karlı çalışacaklardır.
- Firmalar sürümden kazanmaya değil, kaliteden ve farklılıktan
kazanmaya odaklanacaklardır.
- Ürün üzerinde fiyat olduğu için fiyat etiketleme işi tarih olacak.
Bu da önemli bir emek tasarrufu getirecektir.
- İndirim veren perakendeciler ve son satıcılar müşterilerine ne
kadarlık bir indirim avantajı sunduklarını daha kolay hesap edeceklerdir.
- Ürünleri indirimli fiyattan satmayı düşünen perakendeci ve son
satıcılar indirimi kasada yapacaklardır.
- Perakendeciler “en ucuzu biziz” gibi sübjektif iddialarla reklam
yapmak yerine “orijinal etiket fiyatları üzerinden %20 indirim” gibi daha
net satış artırma kampanyaları düzenleyebilecekler.
- İndirim veren perakendecileri ve son satıcıları nihai tüketiciler ve
son alıcılar daha kolay değerlendirebileceklerdir.
- Devlet indirim kampanyaları ile ne kadar vergi kaybı olduğunu daha
kolay hesaplayacaktır.
- Üreticiden kullanıcıya kadar ürünü alıp-satan tüm aracılar ne kadar
indirim aldıklarını, ne kadar kazandıklarını ve ne kadar kazandıracaklarını
çok daha kolay hesaplayabileceklerdir.
Ürünlerinin
üzerine fiyat basan üreticilerin daha başarılı olduğunu, toptancılarına ve
perakendeci daha fazla kazandırdıklarını gözlemlemiş bir danışman olarak,
firmalara önerim; devlet bu uygulamayı zorunlu hale getirmese de, sizler
ürünlerinizin üzerine fiyat basın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder