Ticaret deyince aklımıza öncelikle
toptancılar gelir. Onlar üreticilerden veya ithalatçılardan veya üst
toptancılardan mal alarak alt toptancılara ve perakendecilere satarlar. Bir
anlamda aracıdırlar. Yüzyıllarca ticaretin bel kemiği olmuşlardır.
Bazı ürünlerde, üretici ile nihai
tüketicisi arasında 10’a yakın toptancı vardır. Doğal olarak ürün üreticiden
tüketicini eline geçesiye kadar kaç toptancının elinden geçiyorsa o kadar
pahalılaşır. Ama bu sayede bir ürünün satışından ekmek yiyen sayısı çok olur.
Fiyat rekabeti ve kar marjlarının
erimesinden dolayı üretici ile tüketici arasındaki toptancı sayısı git gide
azalmaktadır.(Hatta internet sayesinde bir gün perakendeci bile kalmayabilir.)
Günümüzde bir çok üretici ya perakendeciye
direkt mal vermekte ya da kendi perakende zincirlerini açmaktadır. Bir çok
perakende zinciri de üreticiden malı direkt almaktadır (hatta ithal
etmektedir).
Yani toptancılar teker teker
devreden çıkmaktadırlar.
Peki sıranın bir gün kendisine de
geleceğini fark eden toptancılar ne yapmalı?
·
Toptancılar bölgesel uzmanlıklarını
artırmalı. Odaklandığı bölgenin tüketicilerinin neye ihtiyaç duyduğunu iyi
gözlemlemeli. Müşterisi olan perakendecilerden ve alt toptancılardan iyi tüketici
gözlemleri almalı.
·
Toptancılar doğru ürün gamı oluşturmalı.
Tüketimde yeni yeni söz sahibi olan C1, C2 ve D SES gruplarına özel ürün ve
markaları portföyünde bulundurmalı.
·
Toptancılar dominant markaların esiri
olmamak için alternatif markaların yaşamasına da önem göstermeli. Hatta bu
alternatif markalar “Made in China” olsa bile.
·
Toptancılar kendilerine ait “private
label” markalar yaratmalı.
·
Toptancılar perakende müşterilerini
segmente etmeli, her segmente özel fiyat politikası, ürün gamı, hatta satış
ekibi kurgulamalıdır.
·
Esnaflardan oluşan perakendeci
müşterilerini tek bir marka altında birleştirmeli. Yani franchising yönetimi
yapmalı.
Toptancılar için çıkış yolu
önerilerim şimdilik bu kadar. Varsa sizin önerilerinizi de dinlemek isterim.
Web sitem: www.muratsaylan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder