1 Ekim 2004 Cuma

Bir fincan stratejiniz var mı?



Strateji kelimesini oldum olası çok fiyakalı bulurum. Bu kelimeyi kullananları daha bir dikkatle dinlerim. İçinde strateji kelimesi geçen fikirleri daha çabuk kabullenirim. Anlayacağınız stratejik bir önyargım var.

A- Bu önerdiğiniz proje stratejik mi?
B- Kesinlikle...
A- Öyleyse alıyorum.

Şaka bir yana, strateji kelimesi iş dünyasının yerli yersiz en fazla kullandığı kavram oldu. Böyle olunca da, “strateji”yi ele almamız ve mıncıklamamız farz oldu.

Öncelikle stratejinin ansiklopedik anlamına bakalım; Strateji, latince yol, çizgi veya yatak anlamına gelen “strate” kelimesinden türemiştir. İngilizcedeki “street” ile akrabadır. Tarihte savaş ve politika terimi olarak kullanılmıştır. Zafer için izlenecek yolu ve/veya yöntemi ifade eder.

Günümüzdeki anlamı, özellikle iş dünyasındaki anlamı biraz daha zenginleşmiştir. Şirketler için strateji; belirlenen vizyona daha erken, daha sağlıklı ve rekabetten sıyrılmış olarak ulaşmak için, şirket politikası ve misyonu çerçevesinde belirlenen eylem planı ve şirket kaynaklarını yönlendirme programıdır.

Strateji, hedefe rakiplerden daha önce ulaşmak için geçilmesi planlanan yoldur.

Strateji, hedefe rakiplerden daha etkili atış yapmak için seçilen silahtır.

Strateji, yeni olanı, farklı olanı denemekle ilgilidir. Sürpriz yapmakla, şaşırtmakla ilgilidir. Unutulmuş olanı kullanmakla ilgilidir. Stratejiyi strateji yapan, içinde barındırdığı yeniliklerdir, sıradışı çözümlerdir, denenmemiş uygulamalardır.

Strateji, taklit ile değil, orijinallikle ilgilidir.

Strateji kimi rakip seçeceğini bilmektir. Rakipleri tek tek geçerek, emin adımlarla liderliğe ilerlemektir.

Strateji, rekabetteki eşitliği bozmaktır. Avantaj yakalamaktır. Strateji centilmenlik içermez. Strateji rakibinizi rahatsız etmiyorsa strateji değildir.

Stratejinin karşıtı konvansiyoneldir. Geleneksel veya bildik uygulamalardır. Rutinliktir.  İş dünyasında “strateji” kelimesi rutinleşmiş uygulamlara hareket getirmek için kullanılmaktadır. Dikkat ederseniz, iş dünyamızda;
·         Planlama var, bir de Stratejik Planlama var.
·         Yönetim var, bir de Stratejik Yönetim var.
·         Pazarlama var, bir de Stratejik Pazarlama var.
·         İletişim var, bir de Stratejik İletişim var.

Eyleme ve veya kavrama “stratejik” kelimesinin eklenmesi, sorumlu kişiye gaz vermekten başka bir şey değildir. Çünkü her şirketin, her adımı zaten stratejik olmak zorundadır.

(Ara bilgi: Yukarıda açıkladığım sebeplerden dolayı reklam ajansları Stratejik Planlamacı değil, İletişim Stratejisti aramalıdır.)

Strateji kelimesini süs olarak kullanmaktan vazgeçip, her eylemimizde gerçekten kullanmalıyız.

Şirketlerimiz strateji yoksuludurlar. Laf olsun torba dolsun niyetine vizyon, misyon, politika belirlerler. Strateji diye, yaratıcı fikir içermeyen rakipleri şaşırtmayan, suya sabuna dokunmayan, rutini tekrarlayan yıllık planlama yaparlar.

Tarihte savaş meydanına kılıçla gitmişiz, rakip karşımıza tüfekle gelince “tüfek icad olundu mertlik bozuldu” demişiz. Savaş alanına topla gitmişiz, tepemize uçaklarla bomba atılmış (ki tarihte ilk hava bombardımanı bize karşı düzenlenmiştir) düşmanı namertlikle suçlamışız. Osmanlının son dönemlerinde konvansiyonel silahları kullanan hep biz olmuşuz, stratejik silahları keşfedip kullananlar da hep düşmanlarımız olmuş.

Devletimiz 1940’lı yıllardan beri 5 yıllık planlar yapar ama 1960’da kurtarmaya gittiğimizde kişi başı geliri 200 $ olan Güney Kore’nin bugünkü seviyesine bizi çıkaramaz. Çünkü planlamaların hepsi geçmiş ihtiyaçları karşılamakla ilgilidir, gelecekteki ihtiyaçları karşılamakla değil. Planlamacı bürokratlarımızın hepsi konvansiyonel düşünce yapısına sahiptir, bu yüzden stratejik planlamalar yapma ihtiyacı duymamışlardır.

Geleneklerimizde, kültürümüzde stratejiye uzak olabiliriz, ama bugünün vahşi rekabet ortamında stratejiye uzak olamayız. Markalarımız için de, ülkemiz için de liderliğe oynayan, farklılık yaratacak, bizleri zenginleştirecek stratejilere ihtiyacımız var.

Nasıl strateji oluşturacağız?

Her insanın, firmanın, markanın, ülkenin vizyonu, hedeflerinin niteliği ve niceliği ile orantılıdır. Strateji, hedefe ulaşmak için seçilen yöntemdir. Ekonomik konjonktüre, rakiplere, tüketicilere, kaynaklara, kapasiteye, trendlere, tedarikçilere, aracılara ....vb parametrelere göre strateji belirlenir. Strateji oluşturmak için iyi bir araştırmacı ve veri toplayıcı olmak gerekir?

Strateji, çok boyutlu analizler ışığında kısa, orta ve uzun vadeli olarak belirlenmelidir. Vizyon, uzun vadede ulaşılmak istenen konumdur. Strateji bu konuma ulaşmak için hangi silahları kullanacağınızı, hangi yolları kat edeceğinizi belirlemektir. Ya da yepyeni yollar keşfetmektir.

“...ya bir yol bulacağız, ya da yeni bir yol açacağız”
Büyük İskender

İşletmelerin vizyonsuzlukları veya zamanla vizyonlarından uzaklaşması, onları atalet duygusuna yönlendirmektedir. Halbuki vahşi rekabet ortamında iş dünyasının her gün yeni ve farklı silahlara ihtiyacı var. Stratejik silahlara...

Koyduğunuz vizyona ulaşmak için stratejinizi değişen koşullara göre sürekli revize edebiliyorsanız ve stratejik silahlarla kaynaklarınızı güçlendirebiliyorsanız, başarıyı yakalarsınız.

Eğer stratejiniz gerçekten stratejikse, ne mutlu size.


Web sitem: www.muratsaylan.com 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder