4 Mayıs 2021 Salı

Hizmet Veren Olmak

 

Şirketlerde müşterilerle temas noktaları, marka algısını ve sadakatini belirleyen en kritik alanlardır. Müşteriler sadece satıcılarla muhatap olmazlar; güvenliklerle, karşılama görevlileriyle, müşteri temsilcileriyle, hizmeti verenlerle, ikramcılarla, rehberlerle, kasiyerlerle, çağrı merkezi personeliyle, şirket teslimatçılarıyla, montörlerle (kurulum ekipleri), bakım onarımı yapanlarla ve benzeri şirket çalışanları ile de muhatap olurlar. Her temas bir deneyimdir.

 

Bir müşterinin şirketle yaşadığı deneyim, sadece ürünü satın aldığı anla sınırlı değildir; ilk merhabadan satış sonrası desteğe kadar uzanan bir yolculuktur. Bu yolculukta temas kurulan her şirket personeli şirketin müşteriye bakan yüzüdür. Bu çalışanları satışın bir parçası olarak görmek mümkündür. Çünkü verdiği hizmetin kalitesi müşteriyi sadık hale getirebileceği gibi kaçırtabilir de.

 

Örneğin akaryakıt istasyonlarındaki pompacılar, restoranlardaki garsonlar, kafelerdeki baristalar, otellerdeki resepsiyonistler, şirketlerdeki sekreterler, bankalardaki banko görevlileri, market, mağaza ve fast-food restoranlarındaki kasiyerler, eczane çalışanları, kuaför ve berberler, kendi dükkanını tek başına işleten esnaflar ve benzerleri müşteriyi karşılayan, ihtiyacını veren, ödemesini alan kişilerdir. Bu kişileri satışın paydaşı olarak görmek mümkündür.

 

Hatta müşterilerin firmamızda temasta olduğu herkesi “müşteri memnuniyeti yaratmanın” bir parçası, dolayısıyla satışın bir parçası olarak görmemiz gerekir. Müşteriye temas eden çalışanlarınızın yaklaşımı, müşteri memnuniyetini ve sadakatini doğrudan etkilediği için son derece kritiktir. Onları sadece "hizmet veren" değil, firmanın yüzü ve satışın aktif bir parçası olarak görmek gerekir.

 

Müşteriyi ilk karşılayan kişi, firmanın imajını belirler. Müşterilere hizmet verenler genellikle müşterileri ilk karşılayan kişiler arasındadır. Bu yüzden, hizmet verenlerin müşterilerle her etkileşimde samimi bir gülümseme, göz teması ve olumlu bir dil kullanmaları şarttır. Müşterinin kendini ilk andan itibaren iyi ve güvende hissetmesi için güzel karşılanması hayatidir. Hizmet verenler müşteri gördüklerinde yorgun, ilgisiz, hizmet dışı, asık suratlı görünmemelidirler. Gelen her müşteriyi candan karşılamalı ve çözüme hazır intibası bırakmalıdırlar.

 

Müşteriyle ufak sohbetler etmek müşteri ilişkilerini geliştirmek ve müşteri memnuniyeti yaratmak açısından faydalıdır. Müşteriye hizmet verenler (örneğin garsonlar, kasiyerler, çağrı merkezi çalışanları veya teknik destek ekipleri) müşterilerle sohbet etmelidir, ancak bu stratejik ve profesyonel bir şekilde yapılmalıdır.

 

Sohbet, müşteri deneyimini kişiselleştirir ve memnuniyeti artırır. Basit bir "Nasılsınız?" veya "Bugün hava güzel, değil mi?" gibi girişler, işlem odaklı bir etkileşimi samimi bir bağa dönüştürebilir. Örneğin, bir kafede barista'nın kahve tercihleri hakkında sohbet etmesi, müşteriyi "sıradan" hissettirmek yerine "değerli" kılar. Ancak, sohbet zorlama olmamalı; müşterinin acele ettiği veya ilgisiz göründüğü durumlarda, doğrudan hizmete odaklanılmalıdır. Genel olarak, sohbet etmek şirket imajını olumlu etkiler ve satışları dolaylı yoldan artırır.

 

Müşteri hizmetlerinde sohbetin düzeyi, hafif, samimi ve profesyonel olmalıdır. Kısa, yüzeysel konuşmalar idealdir. Örneğin, hava durumu, güncel olaylar (siyasi veya tartışmalı olmayanlar), müşterinin alışverişi veya genel ilgi alanları gibi nötr konulara odaklanabilirsiniz. Derin kişisel sorular (aile, sağlık, din) kaçınılmalıdır, çünkü bunlar rahatsız edici olabilir ve profesyonellik sınırlarını aşar. Sohbet süresi kısa tutulmalı; bir işlem sırasında 1-2 dakika yeterli olur, aksi taktirde oyalama, bekletme hissi yaratır. Eğer müşteri sohbeti uzatıyorsa, nazikçe konuyu hizmete yönlendirin.

 

Maalesef pek çok hizmet veren müşterilerle sohbet etmeyi sevmez ve bunu beden diliyle ifade eder. Hatta kendisine müşteriler tarafından soru sorulmaması için “ciddiyet, asabiyet, meşguliyet ve kibir arasında bir tutum takınır (aynı devlet hastanesi doktorları gibi). Yada müşteriyi görmezden gelmeye çalışırlar. Tüm bunlar (iletişime kapalılık) hizmet almaya gelmiş müşteri için memnuniyetsizlik sebebidir. Böyle olursa müşterinin taktirini ve sadakatini kazanabilirler. Böyle yapmazsanız, bunu yapacak rakibinize kaptırırsınız.

 

Hiç kimse beklemeyi veya bekletilmeyi sevmez. Hele hele müşteriler hiç sevmez. Para ödedikleri (kazandırdıkları) firmaların kendilerine hızlı hizmet üretmelerini isterler. Aksi durumda “paramızla rezil oluyoruz” duygusuna kapılırlar. Bu yüzden telefonların hızlı açılması, maillere çabuk dönülmesi ve sorunların ilk temas anında çözülmesi hayati önem taşır.

 

Bekletilen müşteri dile getirmese de açıklama ister. Elinizde olmayan durumlarda beklettiğinizi müşteriye “sizi beklettiğimiz için özür dileriz, sistemlerimizde bir aksama olduğu için yoğunluk oluştu, birkaç dakika içinde işlemlerinize başlatacağım, anlayışınız için teşekkür ederim” veya "bir dakika içinde yanınızdayım, teşekkür ederim sabrınız için" minvalinde bilgi vermeniz ve gönlünü almanız hoş olacaktır. Bu hem şeffaflık sağlar ve hem de güven oluşturur.

 

Müşteriyle meşgul olan bir akaryakıt pompacısı bile istasyona giren bir diğer aracın sürücüsüyle uzaktan göz göze gelip, birazdan geleceğini jest ve mimikleriyle bildirmelidir. Bu bile sürücünün bekletilmeyi makul görmesini sağlayacaktır. Aynı şekilde resepsiyonistler, banko görevlileri, sekreterler ve benzeri personeller de yoğunluktan bekletmek zorunda olacakları müşterilerine sözle, jestle veya mimikle bilgi vermeyi atlamamalıdırlar.

 

Ama bunu yapmak yerine müşteriyi bilgilendirmeden bekletirseniz, elbette müşteri gerilecektir. Sitemkâr veya şikayetçi olacaktır, ortamı gerecektir. Sonuçta memnuniyetsizliğini pek çok kişiyle paylaşarak firmanın itibarına zarar verecektir.

 

İlgisizlik müşterilerin önemli şikayetleri arasındadır. Pek çok mağazada, ofiste müşteriler kendileriyle ilgilenilmemesinden çok yakınırlar. Restoranlarda sipariş vereceğiniz garson bulamamak, mağazalarda soru sorabileceğiniz görevli bulamamak, uzun zamandır orada olmanıza rağmen sizi kimsenin fark etmemesi oldukça can sıkıcı bir deneyimdir.

 

Hizmet verenlerin yorgun, bıkkın, mutsuz veya öfkeli görünmeleri de şirket imajı açısından olumsuzdur. Müşteri ilişkilerinde kabalık asla kabul edilemez bir durumdur. Bazı çalışanlar “müşteri kraldır” veya “müşteri veli nimetimizdir” yaklaşımından bihaberdir ve müşteriye kaba davranabilir. Hemen herkes müşterisi olduğu bir yerde azarlanmak, hor görülmek, tepeden bakılmak istemez. Personelin asık suratlı olması, "bu benim işim değil" tavrı veya müşteriyi azarlar gibi konuşması son derece yanlıştır.

 

Müşterinin karşısına yetkisiz yetkililer çıkarılmamalıdır. Müşterinin karşısındaki çalışanın sorunu çözme yetkisine veya bilgisine sahip olması gerekir. Müşteriyi sürekli başka bir birime yönlendirmek ve ona her seferinde aynı açıklamaları tekrar yaptırmak yerine ilk ve tek elden sorununu çözmek daha doğru ve insancıl bir yaklaşımdır. Kayıt açılıp müşteriye dönülmemesi ve müşterinin sorunun peşinden koşmak zorunda bırakılması son derece iticidir. Müşteriyi yormak son derece yanlıştır.

 

İade ve değişimlerde müşteriyi yokuşa sürmek doğru değildir. Ürünü iade etmek için müşteriden onlarca belge istenmesi veya test istenmesi veya bekletilmesi doğru değildir. Üye olmayı, abone olmayı kolaylaştırırken, üyelikten/abonelikten çıkmayı zorlaştırmak doğru değildir. Sizden ayrılmak isteyen müşterilere de güleryüz ve kolaylık göstermelisiniz.

 

Müşteriler hizmet aldıkları yerlerin düzenli, estetik ve hijyenik olmalarını isterler. İster restoran olsun, ister akaryakıt istasyonu olsun, ister kargo şirketi olsun, ister eve gelen kutulum ekibi olsun mekanın ve çalışanların temiz görünmesi, şık olması, tertipli olmaları artı puandır.

 

(Müşterinin evine perde takmaya giden montörler veya çamaşır makinasının kurulumunu yapacak olan teknik servisçiler temiz kıyafetli, temiz kokulu olmalıdırlar. Eve girerken ayaklarına galoş geçirip içeri adım atmalıdırlar. Davranışları son derece saygılı, hitabetleri son derece kibar olmalıdır.)

 

Müşterilerle temasta olan çalışanların bilgili ve becerili olması, hizmeti veya çözümü eksiksiz ve hızlı bir biçimde yerine getiriyor olması artı puandır. Çalışan, sunduğu ürün veya hizmete hakim olmalıdır. Müşteri, karşısındaki kişinin konuyu bildiğine ve sorunu çözebilecek yetkinlikte olduğuna güvenmelidir.

 

Müşteriye hizmet verenler aktif dinleme yapmalıdırlar. Cevap vermek için değil, anlamak için dinlemeliler. Müşterinin sözünü kesmemek ve söylediklerini özetleyerek teyit etmek önemlidir.

 

Müşteriye hizmet verenlerin empati yetenekleri güçlü olmalıdır. "Ben bu sorunu yaşasaydım ne hissederdim?" sorusunu kendisine sorabilmeliler. Müşterinin sadece rasyonel talebini değil, duygusal durumunu da (öfke, aciliyet, hayal kırıklığı) anlamalıdırlar.

 

Müşteriye hizmet verenler profesyonel ve nazik bir dil kullanmalıdırlar. Ne kadar gergin bir ortam olursa olsun, çalışan sakinliğini ve nezaketini korumalıdır. "Yapamam", "Bilmiyorum" yerine "Sizin için araştıracağım", "Şu alternatifi sunabilirim" gibi olumlu dil kalıpları kullanılmalıdır.

 

Müşteriye hizmet verenler samimi olmalıdırlar. Bir sorun hemen çözülemiyorsa veya bir hata yapıldıysa, dürüstçe kabul edilmeli ve süreç hakkında net bilgi verilmelidir. Müşteriyi oyalamak güveni zedeler. Müşteri mağdurken personelin robotik cevaplar vermesi ("prosedürümüz böyle" diyip kestirip atması) son derece yanlıştır. Robotik ve ezberlenmiş cevaplar yerine, müşterinin ismini kullanarak ve duruma özel konuşarak yaklaşılmalıdır.

 

Müşteriye hizmet verenler güvenilir olmalıdırlar. "Sizi 10 dakika içinde arayacağım" denildiyse, mutlaka aranmalıdır. Tutulan küçük sözler, büyük güven inşa eder.

 

Müşteriler hataların olabileceğini bilir ve genellikle hatanın kendisinden ziyade, hatanın sahiplenilmemesinden, sürecin şeffaf yönetilmemesinden ve kendilerine değer verilmediğini hissetmekten şikâyet ederler.

 

Mutsuz bir müşteriyi memnun ederek sadık bir hayran haline getirebilirsiniz. Araştırmalar gösteriyor ki, iyi çözülen şikayetler, standart hizmetten daha fazla sadakat yaratıyor. Yani bir müşteri severek kullandığı ürün veya hizmetinizden dolayı dara düştüğünde siz onun sorununu çözüyorsanız firmanıza, markanıza daha da sadık hale geliyor.

 

Hizmet verenler nasıl müşteri memnuniyeti sağlayabilir?

·         Güleryüz ve Göz Teması: Müşteriyi her zaman güler yüzle karşılayın ve göz teması kurun. Bu, müşterinin kendini değerli hissetmesini sağlar.

·         Hızlı ve Etkili Hizmet: Müşterileri gereksiz yere bekletmemeye özen gösterin. Yoğunluk olduğunda, müşteriye bilgilendirme yaparak bekleme süresini açıklayın.

·         Açık ve Anlaşılır İletişim: Müşterinin sorularına açık, net ve sabırlı bir şekilde yanıt verin. Anlamadığı bir konu varsa tekrar açıklamaktan çekinmeyin.

·         Kişiselleştirilmiş Yaklaşım: Mümkünse müşteriye ismiyle hitap edin ve önceki alışverişlerini veya tercihlerini hatırlayın.

·         Olumlu Dil Kullanımı:Hayır, yapamam” yerine “Şu şekilde yardımcı olabilirim” gibi olumlu ifadeler kullanın.

·         Şikayetleri Fırsata Çevirin: Müşteri şikayetlerini dikkatle dinleyin, empati gösterin ve çözüm için hızlıca aksiyon alın. Sorunu çözdükten sonra müşteriye geri dönüş yaparak memnuniyetini kontrol edin.

·         Teşekkür Edin ve Vedalaşın: Hizmet sonunda müşteriye teşekkür edin ve tekrar beklediğinizi belirtin.

 

Şirketlerde müşteri memnuniyeti bir departmanın değil, kapıdaki güvenlikten genel müdüre kadar tüm çalışanların ortak sorumluluğundadır. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan insana kurulan samimi ve güvene dayalı iletişim her zaman en büyük farkı yaratır.

 

Not: Aşağıdaki linklere tıklayarak diğer makalelerimi de okumanızı tavsiye ederim.

 

https://muratsaylan.blogspot.com/2019/10/musteri-temsilcisi-olmak.html

 

https://muratsaylan.blogspot.com/2019/04/b2c-satcs-olmak.html

 

https://muratsaylan.blogspot.com/2019/01/b2b-satcs-olmak.html