- Satışları artırma görevi onlarındır.
- Toptancı ve perakendeci bayilerle ilişkileri yürütme görevi
onlarındır.
- Bayilerle iyi ilişkiler geliştirme görevi onlarındır.
- Bayileri ziyaret etme görevi onlarındır.
- Bayileri ürünler ve kampanyalar hakkında bilgilendirme görevi
onlarındır.
- Bayi şikayet ve önerilerini dinleme görevi onlarındır.
- Bayilerde bulunması gereken satış noktası tanıtım materyallerini
ulaştırma görevleri onlarındır.
- Bayilerin ellerindeki stok durumunu takip görevi onlarındır.
- Yeni bayiler bulma görevi onlarındır.
- Bayi adayları hakkında istihbarat toplama görevi onlarındır.
- Bayilerle sözleşme imzalama görevi onlarındır.
- Bayilerden sipariş toplama görevi onlarındır.
- Siparişleri depoculara hazırlatma ve naklettirme görevi onlarındır.
- Nakledilecek siparişin fatura/irsaliye kontrolünü yapma görevi
onlarındır.
- Siparişlerin bayilere ulaşıp ulaşmadığını kontrol etme görevi
onlarındır.
- Depodaki malları eritme görevi onlarındır.
- Satılacak malları veya depoda azalan malların üretilmesi için
üretime bilgi geçme görevi onlarındır.
- Ar-Ge’nin yeni ürün yaratma veya ürün geliştirme çalışmalarına
yorumlarıyla katkı verme görevi onlarındır.
- Tahsilatların zamanında, eksiksiz ve anlaşma vadelerine göre tahsil
edilme görevi onlarındır.
- Bayileri sıralı çekle ödeme yapmaya ikna etme görevi onlarındır.
- Sahadan (pazardan) tüketici görüşleri ve rakip bilgileri toplama
görevleri onlarındır.
Tabii satış
müdürlerine de çok görev düşmektedir.
- İyi satışçılar bulma, onları istihdam etme, oryantasyona tabi tutma
görevi onlarındır.
- Satışçıların mesleki ve kişisel gelişim eğitimlerini verme/verdirme
görevi onlarındır.
- Satışçıları motive etmek ve onlara uygulanacak prim sistemini
belirlemek görevi onlarındır.
- Satışçıların performansını ölçme, davranışlarını ve raporlarını
kontrol etme görevi onlarındır.
- Satışçıları görevlendirme ve yönlendirme görevi onlarındır.
- Fiyat listelerini hazırlamak ve bayilere göndermek görevi
onlarındır.
- Satış politikalarını (ödeme zamanlaması, vade ve alım miktarına göre
iskonto) belirleme görevi onlarındır.
- İl bazında, bayi bazında, satışçı bazında satış hedefi belirleme
görevi onlarındır.
- Pazarlama ve iş hedefleri doğrultusunda penetrasyon dağılımını yapma
görevi onlarındır.
Velhasıl satış
departmanlarının işi çoktur. İyi yönetilirlerse; harikalar yaratırlar,
sürdürülebilir büyüme ve karlılığın kaynağı olurlar, şirketin amiral departmanı
olurlar.
Üretici
firmaların ilkel satış yöntemi toptancılara mal satmaktır. Bu tip firmalar
toptancılarla irtibata geçerek mallarını satmaya başlarlar. Toptancılar ile
çalışmak temiz iştir. 5-6 tane toptancıya mal vererek koca fabrikanın
çarklarını döndürür ve kar edebilirsiniz. Bu kolay bir satış modelidir. Çünkü
sevkiyat destinasyonu azdır. Muhasebesel evraklar azdır. Tahsilat için
koşuşturma azdır. Müşteri ilişkileri kolaydır. Bu satış modelinde satışçıya
dahi gerek yoktur. Bir ön muhasebeci satışçılık görevini dahi yürütebilir.
Günümüzde pek
çok üretici ve ithalatçı firma sadece toptancılara mal vererek satışını
yönetmektedir. Gel gelelim bu model yavaş yavaş terk edilmektedir. Nedeni de
pazarda oluşan karın büyük kısmının toptancılara kalmasıdır.
Biraz daha
fazla kar beklentisi olan firmalar toptancıları aradan çıkarmaktadırlar. Ürünlerini
esnafa satarak tüketiciyle buluşturmayı kurgulayan bu firmalar uygun esnafları
bayileri haline getirmek durumundadır. Bunu yapmak için de toptan satış
mağazası (genellikle İstanbul’da) açarlar. Bu toptan mağazaya Anadolu’nun
çeşitli illerinden gelen esnaflar önce peşin mal alır. Ardından çekle mal
almaya başlar, sonrasında da açık hesap (veresiye) çalışmaya başlarlar. Artık
sürekli mal aldıkları için bayi olmuşlardır.
Önceden
toptancılarla çalışan firmalar toptancıları devreden çıkarıp bir toptan satış
mağazası açtıklarında bu piyasada hemen duyulur. Esnaflar kendiliğinden
firmanın toptan mağazasına ulaşır. Öyle ki firma 3 ayda toptancılarla yaptığı
satış volümüne ulaşır. Bu süreyi kısaltmak için cin firmalar toptancılardan
ayrılmadan önce esnafların erişim bilgilerine ulaşır.
(Bazıları bu
geçişi yumuşak yapar. Toptancılara mal verirken ikinci bir marka yaratır ve
bunu toptancılara vermek yerine perakendecilere pazarlar. Elinde iki marka
vardır; birini toptancılara, diğerini perakendecilere pazarlamaktadır. Artık yumurtalar
tek bir sepette değildir.)
Firmalar
toptancılara uyguladıkları iskontodan daha azını bayilerine uyguladıkları için
daha karlıdırlar. Üstelik artık karşılarında söz geçiremedikleri müşteriler toptancılar
değil, söz geçirebildikleri esnaflar vardır.
Toptan satış
mağazasının verimli olduğunu gören firmalar birkaç tane daha toptan satış
mağazası açacaktır. Artık toptan satış mağazaları satış departmanı halini
almıştır.
Toptan satış
mağazalarına sahip firma daha fazla satmak ve kar etmek için zamanla illerdeki
bulunurluğunu sorgulamaya başlar. Hangi ilde kaç bayisi olduğunu, bayilerindeki
bulunurluğunu ve satış verimliliğini sorgulamaya başlar. Bu alanda iyileştirme
yapmak için bir saha ekibi kurar. Bu saha ekibi illere giderek mevcut
bayilerini ziyaret eder. Bayideki marka/ürün varlıklarını kontrol edip,
geliştirmeye çalışırlar. Bayinin daha fazla mal alması için baskı kurmaya
başlarlar. Eğer ilin potansiyeli büyükse, o ilde bayi olabilecek başka esnaflar
araştırırlar.
Saha ekibinin
başına bir satış müdürü alınmıştır artık. Bu satış müdürü saha ekibine baskı
yapmaya başlar. Saha ekibi daha çok satış yapmak için bayi bulunmayan il ve
ilçeleri de gezmeye, bayi sayısını artırmaya çalışır.
Artık bayiler
toptan satış mağazalarına gelmeden telefon veya faksla sipariş vererek satın
almaya başlamıştır. Bu tip siparişlere bakması için müşteri temsilcisi denen
kişiler firmada istihdam edilmeye başlanmıştır.
Artık Satış
Müdürü; toptan satış mağazalarından, saha ekibinden ve müşteri temsilcilerinden
oluşan bir departmanın başıdır.
Satış
departmanı satış politikalarını yani ödeme şekline ve alım miktarına göre
değişkenlik gösteren iskonto yapısını, alım vaadine ve sadakate bağlı olarak
belirlenen ciro primlerini ve mal eritmeye dayalı kampanyaları devreye sokarak
daha da satışları artırmayı başarmıştır.
Artık satış
departmanı firmanın yıldız departmanıdır. Satış departmanına yeni kişiler
katılır, araçlar alınır, satışçılara cep telefonları ve diz üstü bilgisayarlar
verilir, seyahat ödenekleri artar. Satışçılar yaptıkları satışlar üzerinden
prim almaya başlar.
Toptan satış
mağazalarının önemi azalmıştır artık. Bayilerle yıllık anlaşmalar yapıldığı
için satışlar da kolaylaşmıştır. Toptan satış mağazaları bavul ticaretine
yönelik müşterilere hizmet vermektedir. Bir anlamda oralardan ihracat
yapılmaktadır. Ürünlerin yurt dışında da talep gördüğünü anlayan satış müdürü
departmanına ihracattan anlayan bir profesyonel alır. Artık hedef yabancı
ülkelerdeki toptancılara (!) satmaktır.
Satışları
iyiden iyiye artan markayı daha iyi kontrol etmek ve markalaşmasını sağlamak
için firma pazarlama departmanı kurar. Pazarlama departmanı sadece reklam ve
halkla ilişkiler faaliyetlerini yürütmeyecek, satış departmanıyla kol kola
çalışarak satışların nasıl artırılacağıyla ilgili planlar oluşturacak ve
faaliyetler yürütecektir.
Satış
departmanı pazarlama departmanından satış noktası tanıtım materyalleri,
katalog, broşür, afiş benzeri satışın elini kolaylaştıracak silahlar istemeye
başlar.
Öte yandan
pazarlama departmanının isteği üzerine; satışçıların performansları ürün grubu
bazında, müşteri grubu bazında, il bazında, bölge bazında, zaman bazında, dolar
bazında ve daha bir çok kriter bazında ölçülmeye başlanmıştır. Satışçılar artık
vaatli ve hedefli çalışmaktadır. Günlük ve haftalık raporlar sunarak satış
müdürlerini ve diğer yöneticileri bilgilendirmeye başlamışlardır.
Satış
departmanı bayilerine mağazalarında kendilerine daha fazla yer hatta köşe
ayırmalarını istemeye başlar. Bu köşede sadece kendi markaları satılacaktır.
(“Corner” tanımı buradan gelmektedir) Hatta bu köşenin rafları ve görsel
düzenlemesi bile firma tarafından yaptırılır. Firma bayisine kendi markasını
taşıyan tabela taktırır. (Hırdavatçıların DYO tabelası takması gibi…)
Artık esnaf
bayii değil “satış noktası” olmuştur. Firma bayiyi kendi satış noktası gibi
görmeye başlar. Firma, satış noktası sahibini lüks otellerde bayi
toplantılarına çağırır. Yedirir, içirir, eğlendirir, kampanyasını anlatır,
çeklerini alır. Hedefi tutturan satış noktası sahibine sadece ciro primi
vermekle kalmaz yurt dışına tatile de gönderir.
Bulunurluğu
artan markaya yerel ve ulusal zincir satış noktaları ve sanal mağazalar da ilgi
göstermeye başlamıştır. Artık satış departmanında bu satış kanallarına bakan
sorumlular da istihdam edilir.
Satış müdürü
devlete, resmi makamlara ve özel kurumlara da direkt satış yapabileceğini
düşünmeye başlar ve bu satış kanalı için de bir birim oluşturur.
Satış
departmanı çıldırmış gibidir. Yurt içinde mümkün olan her kanala satış
yaparken, ihracatta da sürekli gelişmektedir. Yalnız, rakipler de kendilerini
takip ettiği 8aynı yöntemleri geç de olsa uygulamaya başladıkları) için artık
yeni yöntemler bulmaları gerekmektedir.
Fiyat
üzerinden rekabeti seçen satış müdürü kovulmuştur. Yerine gelen satış müdürü
pazarlama kökenlidir. İşe önce mevcut satışçıların eğitiminden yola çıkar.
Başaramayacak satışçılar işten çıkarılır, yerlerine başaracak satışçılar
transfer edilir. Sahadan toplanan bilgi ile Ar-Ge departmanına veri bile
taşınmaya başlanmıştır. Satış departmanı diğer departmanlarla (özellikle de
pazarlamayla) daha koordineli çalışmaya başlar. Satışın bir hizmet işi
olduğundan yola çıkılarak müşteri ilişkilerine önem verir. Artık müşterilerle
diyaloglar daha düzeyli ve daha güvenilir ilerlemektedir. İkili ilişkilerle
şekillenen ticaret kuralları, herkese eşit mesafeye dayanan ticari prensiplere
oturmaya başlar. Bayileri geliştirmek için bayilere yönelik eğitimler bile verilir.
Bayilere bölge egemenliği hakkı tanınır (onun bölgesinde başka bir mağaza
firmanın ürünlerini satamaz) Bazı bayiler “corner”lıktan öteye geçer, münhasır
bayi olur.
Bir
satış/pazarlama toplantısında birisi “neden pazarın karını bayiye
bırakıyoruz ki” der. “Gelin kendi mağazalarımızı açalım, ürünümüzü
satmak isteyenlere de bayilik değil, franchising veririz. Hatta bu mağazaları
yurt dışında da açarız” diye tamamlar. Artık satış departmanının önünde
yeni bir model daha vardır.
Satış yönetimi
işte böyle bir hikayedir. Önce yarattığın modelin iyi işlemesi için sürekli
çaba harcarsın, sonra daha iyi bir satış modeli geliştirip eskisini bırakırsın.
Satış yönetimi mevcut satış modelinden, satış politikalarından, satış
kanalından memnun olmamaktır. Satış yönetimi satışa evrim yaşatmaktır.
Web sitem: www.muratsaylan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder