Son 2
yıldır tekstilcilerimizin üzerinde karabulutlar dolaşıyor. Dünyaca ünlü
markalara yaptıkları fason üretimle büyüyen tekstilcilerimiz artık siparişleri
Çin, Hindistan, Pakistan, uzak doğu ve hatta kuzey Afrika ülkelerine
kaptırmaktalar.
Tekstilcilerimiz
durgunluk yaşamamak için ya maliyetlerini düşürecekler, ya kalitelerini
artıracaklar, ya da markalaşacaklar.
Maliyetleri
düşürmek için tesislerini işçiliğin ucuz olduğu illere taşıyabilirler,
teknoloji yatırımı yapabilirler, verimliliği artırıcı projeler
geliştirebilirler, tasarruf önlemleri alabilirler.
Kaliteyi
artırmak için tasarım hizmeti sunabilirler, daha teknik kumaşlarla
çalışabilirler, daha fazla işlem gerektiren ürünlere yönelebilirler, teknoloji yatırımı
yapabilirler, müşteri memnuniyetini artırıcı projeler geliştirebilirler.
Markalaşmak
için kendi markalarlını yaratabilirler veya bir markayı satın alabilirler. Bir
yandan fason üretim yaparken diğer yandan kendi markalarını yaratarak
yurtiçinde ve yurtdışında mağaza açabilirler, ihracat yapabilirler.
Pazarlama
ve inovasyon üzerine harika kitaplar yazan ve iş dünyamıza müthiş öneriler
getiren Arman Kırım tekstilcilerimize fasonda ustalaşmayı, dolayısıyla
maliyetleri düşürücü kaliteyi artırıcı geliştirmeler yapmayı tavsiye ediyor.
Katılmamak elde değil.
Yalnız ne
yaparsanız yapın fason siparişlerini elinizden kaçırma ihtimaliniz vardır.
Riski dağıtmak için sermaye biriktirebilmiş fasoncu tekstilcilerimize kendi
markalarını da yaratmalarını tavsiye ederim.
Üretim
kapasitenizi fason siparişleriniz ve sizin markanızın siparişleri ile dengede
tutmanızı tavsiye ederim. Yani fason siparişleriniz azaldığı ölçüde kendi
markanızın siparişlerini artırmayı başarabilmelisiniz. Doğru marka yönetimi
yaparsanız kendi markanızın siparişleri de artacaktır.
Bir gün
gelecek fabrikanız sadece sizin markanıza üretim yapacaktır. (Hatta bunun da
ötesine gidecek yukarıda saydığımız ülkelere fason üretim yaptırıyor
olacaksınız)
İki önemli
bilgi;
·
3 yıl önce Perakende Günleri için Türkiye’ye gelen Santo Versace,
Türkiye’nin moda alanında İtalya’yı yakalamak üzere olduğunu şu sözlerle
söylemişti; “Hazır giyimde hem kalitelisiniz hem de tasarımlarınız güzel.
Çok şık koleksiyonları olan, hoş atmosferli ve hizmet kalitesi yüksek
mağazalarınız var. İtiraf etmeliyim ki, beni çok şaşırttınız. Böyle giderse
Türkiye, 10 yıl sonra markalarıyla İtalya’yı geride bırakacak. İstanbul’un
dünyanın moda başkenti olmaması için hiçbir neden göremiyorum.”
· 2006 yılı
hazır giyim ihracatımızın %16’sı kendi markalarımızdandı. Bu rakamın 2007’de
%20’ye ulaştığı tahmin ediliyor. 2010 yılında ise %35’e çıkacağı ümit ediliyor.
Bu rakamlarından da anlaşılacağı gibi fason ihracattaki azalmayı kendi
markalarımızı ihraç ederek telafi edebiliyoruz. Hatta toplam hazır giyim
ihracatımızı artırabiliyoruz.
Yukarıdaki
2 önemli veri gösteriyor ki; siparişleri başka ülkelere kaptırıyor olmaktan
yakınacağımıza kendi markamızı yaratmak ve dünyaya yaymak gerekiyor. Doğru
marka yönetimi yapılırsa da bu pekala mümkün.
Doğru
marka yönetiminden neyi kastediyorum? Fırsat sunan konumlandırmaya ve
segmentasyona sahip, hedef kitlesinin beklentilerine uygun koleksiyonları olan,
doğru lokasyonlarda mağazalaşan, etkili tanıtım faaliyetleri yürüten moda
markası olmaktan bahsediyorum.
(“Moda
markası yaratmak” başlıklı yazımda (Kasım 2005) mağazalaşmanın markalaşmaktaki
öneminden bahsetmiştim. O yazımı tekrar okumanızı tavsiye ederim)
Peki
yıllarca fason üretim yapmış tekstilcimiz kendi markasını yaratmak için nerden
başlamalı? İşte, moda markası yaratmak ve hazır giyim perakendeciliğine
başlamak için yol haritası:
1. Hazır
giyim sektörünü araştırmalısınız. (Verilere dayanan, teşhisler ve öneriler
içeren bir rapor hazırlamalısınız.)
a.
Hazır giyim sektörünün büyüklüğü ne, ürünler ve
çeşitler ne, trendler ne, segmentler ne, tüketicileri kim, ithalatı-ihracatı
nasıl, segmentlerin kişibaşı tüketim harcaması ne kadar, gelecek perspektifi ne
olabilir…
- Direkt
veya dolaylı yollardan size rakip olacak markaları tek tek incelemeli,
araştırmalısınız.
a.
Büyüklükleri ne, kaç mağazaları var, bu duruma nasıl
gelmişler, konumlandırmaları ne, ürünleri nasıl, kaç çeşitleri var, fiyat
politikaları ne, tanıtıma ne kadar bütçe ayırıyorlar…
- Segmentleri
(nüfusumuzun katmanlarını) araştırmalısınız.
a.
Hangi segment hazır giyime ne kadar harcıyor, hangi
segmente yönelik rekabet (firma sayısı) çok fazla, en cömert segment hangisi,
talepleri karşılanmamış segment hangisi…
- Neler
yapabileceğinizi gözden geçirmelisiniz.
a.
Bilgi ve tecrübe birikiminiz nasıl, üretiminiz
neleri yapmanıza kadir, insan kaynaklarınız ne durumda, sermayeniz neye yeter,
çevrenizin ve ticari ilişkilerinizin potansiyeli nasıl…
- Hangi
kitleyi müşteri olarak hedefleyeceğinizi belirlemelisiniz.
a.
Müşterilerinizin demografik ve psikografik profilini
belirlemelisiniz.
- Modanızla,
tarzınızla, koleksiyonlarınızla hedef kitlenize ne vaat edeceğinizi
belirlemelisiniz.
- Markanızın
hedef kitledeki çağrışımlarının ne olması gerektiğini belirlemelisiniz.
- Markanızın
vizyonunun ve misyonunun ne olacağını belirlemelisiniz.
- Bu
araştırmalarınız sonrasında marka konumlandırmanıza karar
vermelisiniz.
a.
Moda alanında 5 tip marka vardır;
i. Üst sınıf
tüketiciler için Lüks Marka
ii.
Orta-üst sınıf tüketiciler için Premium Marka
iii.
Orta sınıf tüketiciler için Popüler Marka
iv.
Orta-alt sınıf tüketiciler için Ekonomik Marka
v.
Alt sınıf tüketiciler için Emtia Marka
- Ürün
çizginizi ve çeşidinizi belirlemelisiniz.
- Markanızın
ismini bulmalısınız.
- Markanıza
logo yaptırmalısınız.
- Markanızın
“marka kimlik materyallerini” yaptırmalısınız.
a.
Etiketler, ambalajlar, kutular, poşetler,
kartvizitler, antetliler, zarflar, tabelalar, araç giydirmeler, üniformalar
- Markanızın
mağaza atmosferini belirleyip mimari çizimini yaptırmalısınız.
- Bir
mağazanızın anahtar teslim metrekare dekorasyon maliyetini
belirlemelisiniz.
- PSF,
TSF, İSF ve ÜMF’larınızı belirlemelisiniz.
a.
Perakende Satış Fiyatı (PSF)
i. Liste PSF
j. İndirimli
PSF
b.
Mağazalara ve Corner’lara Toptan Satış Fiyatı (TSF)
c.
İhracat Satış Fiyatı (İSF)
d.
Ürünü alış veya mal ediş fiyatı (ÜMF)
- Ortalama
mağaza metrekarenizin ne olacağını belirlemelisiniz. (Müşteri kullanım
alanınız ne olmalı?)
- Aidat,
stopaj (veya KDV) dahil mağazanın metrekaresini kaçtan kiralamanız
gerektiğini belirlemelisiniz.
- Mağazada
kaç kişinin çalışması gerektiğini, bunların maaş giderlerinin (SSK, vergi,
stopaj dahil) ne olması gerektiğini belirlemelisiniz.
- Hedef
kitleniz kaç kişi, bu kişiler sizin alanınıza ne kadar para harcıyor? Bu
hedef kitleden kaç kişinin mağazanıza gelmesini, kaçının müşteriniz
olmasını istiyorsunuz?
- Günlük,
haftalık, aylık ve yıllık satış adediniz, fiş adediniz ve ziyaretçi
adediniz minimum ne olmalı?
- Mağazada
kaç adet ürün sergilemeyi düşünüyorsunuz? Depoda ne kadar stok bulunmasını
istiyorsunuz?
- Ay ay
mağazadaki ürünlerin yüzde kaçı satılabilir, satılanların yerine kaç adet
mal gönderilebilir?
- Metrekare
başına günlük, haftalık, aylık ve yıllık cironuzun ne olması gerektiğini
belirlemelisiniz?
- Gelir
gidere ait tüm parametreleri içeren bir Excel simülasyonu hazırlamalısınız.
a.
Bu simülasyon önünüzdeki 5 yıla dair gelir-gider
perspektifini gösterebilmeli.
- Mağazalarınızı
nasıl yaygınlaştıracağınızı belirlemelisiniz.
- Mağazalarınızı
nasıl yöneteceğinizi belirlemelisiniz.
- Merkezi
yönetim için nasıl bir yapı oluşturmanız gerektiğini belirlemelisiniz.
a.
Merkezin istihdam ve yönetim giderlerinin ne olması
gerektiğini belirlemelisiniz.
b.
Kim hangi görevi yapacak belirlemelisiniz?
- Hangi
teknolojileri kullanacağınızı belirlemelisiniz. (perakendecilik yazılımı,
CRM yazılımı, ERP yazılımı…vb)
- Hangi
tedarikçilerle çalışacağınızı belirlemelisiniz. (Reklam ajansı, araştırma
şirketi, mağaza dekorasyon şirketi, matbaa…vb)
- İş
planınızı hazırlamalısınız.
- Mağaza
işletme kitabınızı hazırlamalısınız.
- AVM
işleten/kiralayan firmalara yapacağınız sunumu ve onlara vereceğiniz kiti
hazırlamalısınız.
- Franchising
sisteminizi hazırlamalısınız.
- Franchising
sistemimize katılmayı düşünen girişimcilere yapacağınız sunumu
hazırlamalısınız.
- Franchising
sözleşmenizi hazırlamalısınız.
- Lansman
yılı iletişim planınızı ve bütçesini hazırlamalısınız.
Evet,
yukarıda da görüldüğü gibi moda markası sahibi olmak için çok sıkı ev ödevi
yapmak gerekiyor.
Bu yol
haritasındaki adımları atamayacaksanız veya bu adımların hakkını
veremeyecekseniz moda markası yaratmaya, hele hele mağaza açmaya hiç
yeltenmeyin. Yoksa markanız ölü doğar.
Web sitem: www.muratsaylan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder