Marka tüketiminin bir sonraki aşaması nedir
diye sorulduğunda “tasarım tüketimi”
diyorum. Artık markalar için tüm dünyaya yayılmak ve bilinir olmak eskisi kadar
zor değil. Pazarlama zekasına sahp her firma ürünlerini dünyanın çeşitli
noktalarındaki alıcılara ulaştırabiliyor, istediğ şehirde satış noktasına ürününü
verebiliyor. Tek yapması gereken bu alıcılara ulaşması. Medya kanalları da
çeşitlendiği ve ekonomikleştiği için marka bilinirliği sağlamak da zor değil.
Marka iletişimi konusunda ehil birisi markanızın bilinirliğini her yıl ikiye
katlayabilir. Dolayısıyla bu alanlarda farklılık yaratmak gittikçe zorlaşıyor.
Yılların jenerik markaları kendi sektörlerinde dün faaliyete geçmiş markalara
geçilebiliyor. Çünkü genç markalar tasarımda farklılaşarak öne çıkmayı
başarabiliyor.
Günümüzde “tasarım” en önemli farklılaşma
araçlarından biri. Tüketiciler tasarım farkına daha fazla önem vermeye başladı.
Yani tasarımı güzel ve farklı olanı tüketmek “moda”. (Aslında tasarım
tüketimine en büyük örnek “moda”nın ta kendisi.) Bir bakıyorsunuz yepyeni bir
çizgi yaratmış bir marka popüler olabiliyor, marka değerini ve satışlarını
artırabiliyor.
·
Örneğin
Peugeot. Milenyumun başında Peugeot otomobillerine yeni bir çizgi kazandırdı ve
satışları tüm dünyada hızla arttı. Bu hareketin ekmek getirdiğini diğer otomobil
markaları da fark edecek ve tasarım konusuna daha fazla eğilecekler.
·
Örneğin
Step Halı. Türk insanı klasik halı desenlerini sever diye kimse yeni tasarımlar
piyasaya sürmezken, Şengör Halıcılık, Step markasıyla piyasaya geometrik
tasarımları olan halılar sundu ve yüksek fiyatına rağmen AVM’lerde kendine yer
edinebilen bir marka haline geldi. Şimdi bakıyorum Step’in başarısız olacağını
düşünen 40 yıllık halı markaları grafik desenlere sahip koleksiyonlar sunmaya
başladılar.
·
Örneğin
iPod. Dünyada bir çok mp3 çalar varken iPod’un “yüksek fiyatına rağmen” çok
satmasının tek sebebi elbette sadece teknolojisi değil, tasarımı da bunda büyük
etken. Zaten Steve Jobs çıkardığı tüm ürünlerde öncelikle tasarıma önem
veriyor. eMac bilgisayarlarında da , iPhone telefonlarında da satış başarısının
arkasında yatan “tasarımın gücünü ve farkını” görebiliyorsunuz.
Bazı ürün grupları kesinlikle tasarımın
etkisiyle ya önde ya geride. Küçük ev aletleri, mobilya, ev tekstili, hediyelik
eşya bunlara örnek. Bu tip firmaları incelediğimizde çoğunun içinde tasarım
kökenli birisinin olmadığını görüyorsunuz. Alaydan gelme bilgi ve beceriyle
ürünlerine şekil ve desen veriyorlar.
Dolayısıyla günü ve tüketicileri yakalayacak farklılıkları bulmada
zorlanıyorlar. Rekabette geriye düşüyorlar.
Günümüzde her firma farklılık (veya
inovasyon) çalışmasına başlarken öncelikle tasarımını ele almalıdır. Evet
ürünün performansını veya dayanıklılığını artırmak, içeriğini zenginleştirmek,
maliyetini düşürmek önemli bir geliştirmedir. Ama tasarım hepsinden daha
faydalı olabilir. Bu yüzden firmalar bünyelerinde mutlaka tasarımcı
(endüstriyel tasarımcı, moda tasarımcısı, grafik tasarımcı, iç mimar veya mimar
fark etmez) bulundurmalıdır.
Tasarım tüketiminin bir başka biçimi de “tasarımcı
tüketimi”dir. Ortalamanın üstünde eğitime, entelektüel birikime, gelire,
statüye ve beğeniye sahip tüketicilerin önemli bir kısmı tükettikleri ürünün
ünlü veya uzman bir tasarımcının elinden çıktığını bilmek ister. Ve bu tip
tüketicilerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır.
·
Lüks
moda markalarının tasarımcısının adını taşıması bundandır. Örneğin; Christian
Dior, Coco Chanel,Jean Paul Gaultier, Valentino, Agatha Ruiz De La Prada, Donna
Karan
·
Banyo
gereçlerinde bir numara olan Duravit markasının ünlü tasarımcı Philiph Stark’a
koleksiyon yaptırmasının sebebi de budur.
·
Havayollarının
hostes kıyafetleri için ünlü modacılarla çalışmasının sebebi budur.
·
Şölen
çikolatalarının dünyaca ünlü endüstri tasarımcısı Karim Rashid’e çikolata
tasarımı yaptırmasının nedeni de budur.
·
Toplu
konut firmaları bile ünlü mimarlarla ev tasarlıyor ve bunu reklamlarında dile
getiriyorlar. Örneğin dünyaca ünlü mimarımız Han Tümertekin’in imzasını taşıyan
konutlar daha hızlı satılıyor.
·
Ekonomik
ev eşyaları süper marketi İKEA’nın pazarlama taktiklerinden biri de sattığı
malların tasarımcılarını da lanse etmesidir. Tasarımcılarını yücelterek ürünlerini ve
markasını da yüceltmektedir.
·
Damak
zevki gelişmiş insanların restoran değil de aşçı peşinde olmalarının da sebebi
budur.
Tasarım çağında yaşıyoruz. Artık sıradan
bir bıçak da, sıradan bir ütü de, sıradan bir nevresim takımı da satmak zor. Kim
ne üretiyorsa onu şık ve kullanışlı hale getirmek zorunda. Bu yüzden firmalar bünyelerinde tasarımcılara
yer açmak zorunda. Tasarımcılarıyla övünmek zorunda. Ayrıca bazı projelerinde ünlü
tasarımcılarla işbirliği yaparak dikkati ve ilgiyi üzerine çekmeyi de bilmeli.
Arçelik, Beko, Vestel, Taç, İstikbal, LC
Waikiki gibi dev markalarımız tasarımın ve tasarımcının gücünden ne zaman
faydalanacak, çok merak ediyorum. Tasarım üretemeyen markaların dünya markası
olabilmesi çok zor.
Web sitem: www.muratsaylan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder