Günümüzde en küçük firmalar bile öncelikle alacak/verecek
kaydından başlayarak, gelen/giden faturalar kaydı, stok kaydı, çek kaydı için
dahi düzgün bir kayıt tutması gerekir. İnternetle haşır neşir her patron defter
yerine bilgisayarda kayıt tutmanın daha kolay olduğunu bilir. Bilgisayarda
kayıt tutmak için en elverişli, en ekonomik ve kullanımı en kolay iş yazılımı
Excel’dir*. Büyüğünden küçüğüne bir çok işletmenin patronu ve yöneticisi az
veya çok Excel kullanmayı bilir. Bakkal defteri yerine Microsoft’un Office
programlarından biri olan Excel’i başarıyla kullanan bakkallar biliyorum.
Excel’e biraz meraklı olanlar şirketinin pek çok kaydını Excel’de tutarak kapsamlı
raporlar alabilmektedir. Hatta cirosu 5-6 milyonu devirmiş bazı firmaların
Excel üzerinden oldukça başarılı şirket performansı takip ettiklerini gördüm. Kafayı
yorarsanız işinize çok uygun Excel bazlı iş yazılımı geliştirmeniz mümkündür.
Belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra, Excel ile uğraşmak
yerine firmalar, hazır iş yazılımları arayışına girerler ve öncelikle muhasebe
departmanlarına bir program alırlar. (Hoş
bu alım da daha kolay fatura kesmek içindir) Ardından insan kaynaklarına dair
kayıt tutmak ve bordrolama yapabilmek için bir program alırlar. Daha sonra
hangi alanda ihtiyaç duyarlarsa teker teker diğer programları alırlar. Örneğin;
stoklarını kayda almak ve takip etmek için bir program, satın almayı takip
etmek için bir program, üretimi takip etmek için bir program, satış
departmanının performansını takip etmek için bir program, mağazada kullanmak
için bir program, nihai müşterilere kampanya önerebilmek için bir program daha
alırlar.
Akıllı olan firmalar tüm bu programları aynı firmadan
alarak programlar arasında bir bütüncüllük (entegrasyon) sağlamaya çalışırlar.
Bazıları da geleceği öngörerek, daha işin başında bütüncül bir program, yani
ERP (Enterprise Resource Planning, Kurumsal Kaynak Planlama) programı satın alırlar.
Tabii bu yazdıklarım iyimser bir yaklaşım. Birçok firma muhasebesinde farklı bir
program, üretiminde farklı bir program, deposunda farklı bir program, satışında
farklı bir program kullanarak şirketini bir “program çöplüğüne” döndürmüştür.
Bu programları birbiriyle entegre hale getirmek için de tonlarca para ve zaman
harcamıştır. Patron, çalışanları veya arkadaşları tarafından kendisine hangi
program önerildiyse onu satın almıştır. Herkes bildiği/kullandığı programı
tavsiye ettiği için de firmada birbiriyle veri paylaşımı yapamayan programlar
vardır.
Aslında aylık cirosu 200 bin TL’yi geçen her firma derhal
ERP programı almalı ve varsa kullandığı tekil programları çöpe atmalıdır. Bir
patron ERP programı almadan önce de 2 şey yapmalıdır. Birincisi; bu alanda uzman bir kişiden danışmanlık almalıdır. Bu
danışmana “bizim işimize en uygun ERP
programı nasıl olmalıdır ve hangi firmanın ERP programını satın alırsak işimize
doğru adapte edebiliriz?” diye sorarak, en az 2 aylık bir ortak çalışma
yürütmelidirler. Bu çalışma sırasında danışman firmanın işleyişini öğrenecek,
ne tür raporlar üzerinden firmalarını yönetmeleri gerektiğini belirleyecek ve
bu raporlar için tutulması gereken kayıtları tespit edecektir. İkincisi; bu danışmanla birlikte
firmasına bir BT sorumlusu almalı ve tüm ERP alım ve uygulama sürecine dahil
etmelidir. BT sorumlusu ERP programının nasıl kullanılacağını şirket içinde
herkese anlatacak, sorulara cevaplar üretecek, sorunlar karşısında ERP firmasını
daha doğru bilgilendirecektir. Bu 2 önerime uyan patronlar ERP programları
sayesinde firmalarına daha başarılı yönetecek, az çalışanla daha çok ciro
yapacak, hızla büyüyecek ve karlı çalışacaklardır. Bunu yapmayan firmalar ise
ERP programlarından verim alamayacak, hantallaşacak, büyüyemeyecek ve zararına
çalışacaklardır.
Yani, ERP programı almakla iş bitmiyor. ERP programını
çok iyi kullanmak da önemli. Eğer iş süreçlerinizle satın aldığınız ERP
programını güzel bir şekilde kaynaştırabilirseniz ve çalışanlarınız ERP
programına doğru ve zamanında girişler yaparsa ERP programından iyi verim ve doğru
raporlar alabilirsiniz. ERP programınız sayesinde departmanlar birbirlerini
ilgilendiren konulardan otomatik haberdar olur. İş süreçleriniz hızlanır. Kontrol
kolaylaşır. İşinize dair istatistikler tutabilirsiniz. Böylece şirketinizi daha
sağlıklı yönetebilirsiniz. Satın alma müdürünüz, üretim müdürünüz, satış
müdürünüz, pazarlama müdürünüz, genel müdürünüz masaya dayanarak değil veriye
dayanarak konuşmaya başlar. Siz de onları kara kaşlarına kara gözlerine ve
yağlı sözlerine bakarak değil performanslarına göre değerlendirebilirsiniz. Kısacası
“ölçemediğinizi yönetemezsiniz”, ERP
programı sayesinde ise ölçebilir, kıyaslayabilir ve denetleyebilirdiniz.
Birçok firma kapsamlı bir ERP programı almasına rağmen programın
sahip olduğu tüm modülleri kullanmamakta, kullandıkları modülleri de verimli
çalıştırmamaktadırlar. Örneğin depo elemanları gelen malları zamanında ve
eksiksiz ERP sistemine kaydetmedikleri gibi, çıkan malları da zamanında ve
eksiksiz kaydetmedikleri için ERP’de görünen stoklarla gerçekte depoda var olan
stoklar birbiriyle örtüşmez. Dolayısıyla patron deposunda hangi malın var olup
olmadığından hiçbir zaman emin olamaz. Ya da ERP programında ürün kartları
ayrıntılı doldurulmadığı için deposunda alış veya satış fiyatlarından kaç
liralık malı olduğunu göremez.
Bazı patronlar ise kullandıkları ERP programı sayesinde
çok ayrıntılı raporlar alabileceğini bilmediği için şirketini sezgileriyle
yönetmeye devam eder. Etrafındaki yöneticilerin ve çalışanların veriye dayanmayan
varsayımlarını dinleyerek iş kararları alırlar.
Veriden bilgiye, bilgilerden fikre, fikirlerden kararlara
ulaşılır. Yani insanlar bildikleriyle düşünür. Düşünce kaliteniz kararlarınızın
isabetliliğini artırır. Düşünce kalitenizi doğrudan etkileyen de verilerinizin
doğruluğudur. Doğru veri de ERP programınızdadır.
Sanırım buraya kadar ERP programının önemini
anlatabildim. Şimdi gelelim sizin için en doğru ERP programını nasıl seçeceğinize.
ERP programı alacaksanız önünüzdeki seçenekleri 2 kümeye
ayırabilirsiniz. Birinci kümede yabancı firmaların ERP yazılımları, ikinci
kümede yerli firmaların ERP yazılımları olacaktır. Yabancı firmaların ERP
yazılımları oldukça pahalıdır. 200 bin TL ile 2 milyon TL arasında teklifler
alabilirsiniz. Yerli firmalarda ise 15 bin TL ile 65 bin TL arasında kapsamlı teklifler
alabilirsiniz. (Burada en az 5-6 modülü olan ERP programı satın almaktan
bahsediyorum.) Bana “yerli mi, yabancı mı” diye soracak olursanız kesinlikle yerli derim. Çünkü yabancı ERP
programlarda var olup da yerlilerde olmayan bir modül veya özellik neredeyse
yok. Yada yabancıdaki fazladan modülleri ve özellikleri zaten
kullanmayacaksanız niye bu farklılıklara tonlarca para veresiniz? Ayrıca yerli
programların adaptasyonu ve uygulamaya alınma süresi de çok kısa. Bayileri
aracılığıyla verdikleri satış sonrası destekler de oldukça başarılı.
Yıllarca kullandıkları yerli ERP programının mürüvvetini
gören ve zenginleşen bazı firmaların şımararak yabancı marka ERP alma gafletine
düşüp “ne yaptık biz” diye yakındıklarını ve tekrar yerli ERP programlarına
döndüklerini çok gördüm.
Yerli ERP programlarına güvenebilirsiniz. Çünkü; ister
yerli olsun ister yabancı olsun her ERP programı, kullanan her müşteri/firma
tarafından geliştirilir. Yani piyasada en az 2 yıldır var olan ve en az 100
firma tarafından kullanılan bir ERP programının yeterliliğinden şüphe etmenize
gerek yoktur. Çünkü ERP programını ilk kullanan firmalardan elde edilen geri
bildirimlerle zaten ERP programı oldukça gelişmiş demektir.
Tatmin edici referansları olan ERP programının
yeterliliğinden şüphe etmemelisiniz. Sadece sizin işinize uygun olup olmadığına
bakmalısınız. Çünkü hemen hemen her ERP programı bir şirket tarafından kendi
ihtiyaçlarını gidermek için yazılmıştır. Geliştikçe de girişimci birileri
tarafından bir ürün olarak dışarıya pazarlanmaya başlanmıştır. Dolayısıyla ilk
yazıldığı şirketin ve sektörünün iş süreçlerine çok daha fazla uygundur.
Zamanla başka sektörden firmalar satın ala ala yazılım tüm sektörlere hitap
eder hale gelse de kök sektöründeki firmalara daha uygundur.
Örneğin bir mali müşavirlik firmasının geliştirdiği ve
sonradan paketleyerek başka firmalara da sattığı ERP programının muhasebe ve
finans modülleri harikadır. Bir triko firmasının içinden çıkan ERP programının
satış ve mağazacılık modülü harikadır. Bir fabrikanın satın alma ve üretim
süreçleri için geliştirilmiş, sonrasında da ERP programına dönüştürülmüş
programı sanayi firmaları için çok başarılıdır. Bazı ERP programlarının satış
ve CRM modülleri üretim şirketleri için çok uygun değilken, hizmet ve proje
şirketleri için çok uygundur. Bazı ERP programlarında çok yetersiz İK modülü
olmaktadır.
Dolayısıyla şirketinize bir ERP programı alırken sadece
içeriğindeki modüllere ve fiyatına bakmamalısınız. Şirketinizin iş süreçlerini
sizin istediğiniz şekilde işleyip işleyemeyeceğine bakmalısınız. Şirketiniz için oluşturduğunuz performans
takip raporlarını alıp alamayacağına bakmalısınız.
Benim müşterilerimde gördüğüm ve oldukça başarılı
bulduğum yerli ERP programları şunlar; Mikro, Nebim, Dolphin, Netsis,
Likya, Logo, Eta, Link, Workcube, UyumSoft. (Tabi bunlar benim
deneyimlediğin yerli ERP programları, elbette başka başarılı yerli ERP
programları da vardır. Onları da deneyimledikçe bu yazıdaki listeye
ekleyeceğimden emin olabilirler) Bir ERP programı alacağınız zaman bu
firmaların internet sitesine girin, inceleyin. Sonra da ulaşın. Büyük bir
ihtimalle size en yakın bayilerini yönlendireceklerdir. Geldiklerinde onların
sunumunu iyi dinleyin. Kendi çalışma sisteminize adapte edip edemeyeceğinizi
öğrenmeye çalışın. Görüşebileceğiniz referanslar isteyin. Satın alacağınız
programı kullanan diğer firmalardan görüş alın. En az 3 firma ile görüşürseniz
konuya daha fazla adapte olur ve en doğru yazılımı alabilirsiniz. (Tavsiye; Sıkı
pazarlık yapın. İlk teklifi kabul etmeyin. ERP programlarından indirim payı
var. Benden söylemesi.)
ERP satmaya gelen arkadaşlar genelde programlarının
özelliklerinden bahsediyorlar ve sizin ne amaçla kullanmak istediğinizi
bildiğinizi farz ediyorlar. Dolayısıyla size bilgisayar satmaya gelen
birisinden farksız anlatım yapıyorlar. Aslında programı nasıl
kullanabileceğinizi anlatabilseler daha kolay satabilirler ama buna vakitleri
de yok, pazarlama zekaları da. Eğer size ERP satmaya gelen kişi, “Size teklif geçerim ama teklifimize cevap
dönmeden önce izninizle ben firmanızdaki 5-6 kişiyle görüşeyim, iş
süreçlerinizi inceleyeyim, daha sonra bizim programı nasıl kullanabileceğinizi
ve nasıl faydalar elde edeceğinizi size 2-3 saatlik bir sunumla anlatayım.
Sonrasında teklifimize onay verin veya vermeyin” diyorsa mutlaka kabul
edin. Böylece alacağınız programı nasıl kullanacağınızı ve faydalarını daha iyi
anlayabilirsiniz.
Alacağınızı ERP programına karar vermeden önce tedarikçilerin
eğitim ve düzenli destek hizmet vaatlerini de karşılaştırın. Zira firmanızdaki kullanıcıların
bilgisayarına ERP programı yüklemekle iş bitmiyor. ERP programını satanlar çalışanlarınıza
kapsamlı bir eğitim vermelidir. ERP programına alıştıkça yazılımda size özel
bazı düzenlemeler yapılmasını veya kayıt girişlerinde yaptığınız hataların
düzeltilmesini talep edeceksiniz. Bu tür talepleriniz için ERP satıcısı size
hızlı destek vermelidir. Tabii daha önce de belirttiğim gibi; ERP programı
satın almadan önce size alım danışmanlığı yapacak bir uzman kiralamanız ve BT
sorumlunuzu ERP programının başarıyla şirketinize adapte edilmesi için sorumlu
tutmanız yararınızadır.
Aldığınız ERP programının mantığını iyi anlarsanız çok
doğru veri girişi yapar, sağlıklı istatistikler alırsınız. Kayıt ve raporlama
mantığını anlamadan yapacağınız girişler sonrasında ERP programınızı atıl hale
getirebilirsiniz. Cari kart ve ürün kartı açarken, ürün ağacı oluştururken
yapılan hatalar ve eksik doldurmalar benim en çok gözüme çarpan hatalar.
Diyelim, şirketinizin DNA’sına en uygun ERP programını
aldınız. Şirketinizdeki kullanıcılar kendilerine öğretildiği gibi yazılımı
kullanmaya başladılar. Çok güzel ama hala ERP programına verdiğiniz paranın karşılığını
almış olmazsınız. ERP programına sağlıklı veriler girmek yetmiyor. Patron
olarak her departmanınızın ve her biriminizin yöneticisinden şirket ERP’nizden
alınmış raporlarla sunum yapmasını istemelisiniz.
Yeri gelmişken, şirketinizin performansını kasada para
var/yok düzeyinde takip ediyorsanız zaten ERP programı almayın derim. Bakkal
hesabına devam edin. Ama şirketinizin performansını birçok açıdan günlük,
haftalık, aylık, çeyreklik ve yıllık bazlarda takip etmeyi önemsiyor ve
kıyaslamalar yaparak yön vermeyi düşünüyorsanız ERP programı almalısınız.
ERP programını verimli kullanmak firmanızı
“kurumsallaştırmada” ve “toplam kalite yönetimi”ni uygulamada önemli
adımlarından biri olacaktır.
ERP programına neleri işleyecek, neleri takip edeceksiniz?
·
Gelen fatura, giden fatura
·
Yapılan ödeme, gelen tahsilat
·
Çıkan ürün, gelen ürün
·
Gelen hammadde, kullanılan hammadde
·
Bitmiş mamul deposunda ne var ne yok
·
Hammadde deposunda ne var ne yok
·
Mağazalarınızda ne var ne yok
·
Ne kadar satışınız oldu
·
Hangi ürün kategorisinden ne kadar sattınız?
·
Hangi satış kanallarına ne kadar sattınız?
·
Hangi bölgeye ne kadar sattınız?
·
Hangi satıcınız nereye gitmiş/gidecek?
·
Hangi noktanızdan ne kadar sattınız?
·
Bekleyen siparişleriniz ne kadar?
·
Müşterilere ne kadar iskonto uyguladınız?
·
Tedarikçilerinizden ne kadar alım yaptınız?
·
Tedarikçilerinize verdiğiniz ve henüz gelmeyen
siparişlerini ne kadar?
·
Üretim hızınız ne?
·
Her bir ürün için üretim maliyetleriniz ne?
·
Her bir ürün için genel giderleriniz ne?
·
Satılan malın maliyeti ne?
Eğer yukarıdaki bilgilere dilediğiniz zaman ulaşabilir ve
geçmiş verilerinizle kıyaslayabilirseniz şirketinize daha sağlıklı yön
verebilirsiniz. Tabi bu verileri ERP programınızdan çekebilmeniz için de ilgili
çalışanlarınız ERP programına çok iyi veri girişi yapmalıdırlar.
Tabi rakamlara hakim olunca önünüzdeki ayları da
planlamak kolay olacaktır. ERP programlarından verim alan firmalar girecekleri
yıl için bütçe (gelir hedefleri ve gider hedefleri) belirleyebilmekte ve yılı
bu belirledikleri bütçeye uygun yaşayabilmektedirler. Böylece karlılık
hedeflerine daha kolay ulaşabilmektedirler. ERP programı firmanızın gelir
kalemlerine ve gider kalemlerine dair geçmiş performansını ayrıntılı ve
sağlıklı veremiyorsa, geleceğe dair ayrıntılı ve sağlıklı bütçe tahmini de
yapamazsınız. Dolayısıyla önünüzdeki yılı nasıl yaşamanız gerektiğini şansa ve
günlük modunuza bırakırsınız. Rüzgar nereden eserse ona göre karar verir ve
şirketinizi karaya oturtursunuz.
ERP programı almak, alınan ERP programından yüksek verim
almak gibi talepler öncelikle şirketin sahiplerinden, yani patronlardan
gelmelidir. Eğer bir şirkette ERP programı verimli kullanıyorsa patronlar
geçmiş verilerle yeni verileri kıyaslayarak çok daha sağlıklı kararlar
alabilirler. Çalışanlarına doğru nasihatler ve hedefler verebilirler. Firmalarını uzaktan (örneğin uzun bir dünya
turu sırasında) takip edip yönlendirebilirler. Çalışanlarından daha fazla verim
alıp, az kişiyle daha çok ciro yapabilirler. Çalışanları, yöneticileri ve
danışmanları onları yanıltamaz. Başka işlere girişmeye zaman bulabilirler.
Dolayısıyla patronlar ERP konusunda Fransız kalmamalı, detayına girmeli ve
araştırmalıdırlar.
* ERP programı sunan firmaların en büyük rakibi
Excel’dir.
Not: ERP
programınızın üreticisi zaman zaman sürüm güncellemesi yapacak veya ek modüller
geliştirecektir. Bunları almaktan çekinmeyin. Ama sizin kullandığınız ERP
programını üreten bir firma farklı bir yazılım teknolojisine sahip yeni bir ERP
programı çıkardıysa sakın ilk alan siz olmayın. Yeni iş yazılımı en az 2 yıl
piyasada kendini kanıtladıktan sonra ona geçiş yapabilirsiniz. 4-5 yılda bir ERP programınızı masaya yatırın.
Sizin ihtiyaçlarınızı karşılayıp karşılamadığını gözden geçirin. Başka
firmaların hangi ERP programlarını nasıl kullandıklarını öğrenin. Başarılı
olduklarını gördüklerinizi çağırın ve programlarını anlatmalarını isteyin.
Referanslarını alıp, referanslara yerinde ziyaret yapıp, ERP programını nasıl
kullandıklarını gözlemleyin. Mevcut ERP programınızdan daha iyi olduğuna kanaat
getirmeden de yeni ERP programı satın almayın.
Web sitem: www.muratsaylan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder