24 Aralık 2017 Pazar

Komisyon değil, Prim verin



Satıcılarınız emlakçı değil, onlara yaptıkları satışlar üzerinden komisyon vermekten vazgeçin.

 

Satıcılarınıza vermeyi planladığınız, bir başka deyişle karınızdan vermeyi planladığınızı toplam prim miktarını parçalara ayırın. Olabildiğince çok parçaya ayırın. Her bir parça için ayrı prim şartlarınız ve kurallarınız olsun. Şartlar ve kurallar yerine geldiyse prim verin.

 

Bu prim parçaları neler olabilir?

 

·         Periyotlar. Satıcılarınıza aylık, çeyreklik ve yıllık periyotta prim verin ( üç olmasa da en az iki periyotta prim vermenizi öneririm). Her periyot için ayrı şart ve kurallar koyun.

·         Kota. Her periyot için hedef belirleyin. Her hedef için yaklaşım barajları koyun. Örneğin hedef 100 birim satış ise 70 birime ulaşmadan prim hesaplaması olmasın. 70 ile 80 arasında prim çarpanı 1X ise, 80 ile 90 arasında 1,5X olsun, 90 ile 100 arasında 2X olsun, 100 ve üzeri için 2,5X olsun. Satıcı hedefine ulaştıkça daha çok kazanacağını, hedefini aşarsa daha da çok kazanacağını bilsin.

·         Satış Aşamaları. Bir satış sipariş almakla başlar, faturasıyla birlikte teslim etmekle devam eder ve tahsilat ile tamamlanır. Siparişe ayrı prim, faturaya ayrı prim, tahsilata ayrı prim verebilirsiniz. Böylece satış aşamalarından hangisinde tıkanıyorsanız onu daha fazla ödüllendirebilirsiniz.

·         Ürünler. Ürün gamınızdaki her ürünün değeri aynı değildir. Fiyatları aynı düzeyde değildir, brüt karlılıkları aynı düzeyde değildir, özellikleri aynı düzeyde değildir, stokları aynı düzeyde değildir. Bazıları yeni üründür, bazıları eski üründür. Bazılarının rakip muadilleri çok güçlüdür, bazılarının rakip muadilleri zayıf veya yoktur. Tüm buna benzer nedenlerden dolayı her ürün için (veya her ürün grubu için) ayrı miktarlarda prim çarpanları belirleyebilirsiniz. Üstelik bu çarpanları farklı dönemlerde farklılaştırabilirsiniz.

·         Bölgeler. Her bölgenin potansiyeli farklıdır. İstanbul’daki bir firma Marmara bölgesine satmakta zorlanmazken, Akdeniz bölgesine satmakta zorlanabilir. Bu yüzden İstanbullu bu firmanın Marmara bölgesinde pazar payı yüksekken, Akdeniz bölgesinde pazar payı düşük olacaktır. Bu da demektir ki, Akdeniz bölgesinde rakipleri at koşturuyor. Akdeniz bölgesinde gelişmesi için bu firmanın Akdeniz bölgesine yapılan satışlara daha fazla prim vermesi teşvik edici olacaktır. Bu taktik illa bölgeler bazında değil, iller ve ilçeler bazında da uygulanabilir. Böylece girmediğiniz, zayıf olduğunuz bölgelere penetre olmanız kolaylaşabilir. Bu taktikle bölgesel bir firma olmaktan, hızla ulusal firma olmaya doğru ilerleyebilirsiniz. Bu prim taktiğini ihracatta da kullanabilirsiniz. Girmek istediğiniz ülkelere yapılan satışlara daha fazla prim vererek yeni pazarlara girişinizi hızlandırabilirsiniz.  

·         Müşteri Grubu. Müşterilerinizi niteliklerine göre sınıflandırmalı ve gruplamalısınız. Örneğin ulusal market zincirlerini ayrı, yerel/bölgesel market zincirlerini ayrı, internetteki pazar-yerlerini (online-marketler) ayrı, perakendeci esnafları ayrı, bölgesel toptancıları ayrı, yabancı müşterileri ayrı gruplayabilirsiniz. Veya müşterilerinizi sektörlerine göre de gruplayabilirsiniz. Böylece hangi grupta büyümek istiyorsanız onlara yönelik prim çarpanınız daha fazla olabilir. Veya hangi gruptan daha fazla brüt kar elde ediyorsanız o gruba satıştan daha fazla prim verebilirsiniz.

·         Müşteri Kaynağı. Satıcılarınızın müşterilerini kaynağına göre A, B, C olarak sınıflandırmalısınız ve her birinden farklı prim kazanmasını sağlamalısınız. (A) Satıcınız kendi bulduğu müşterilerden daha çok prim kazanmalıdır. (B) Eğer bir yeni müşteri adayını siz ona yönlendirdiyseniz ve satıcınız o aday müşteriyi kazandıysa daha az prim almalıdır. (C) Eğer satıcınıza mevcut müşteriyi devrettiyseniz bu tip müşterilerden daha da az prim kazanmalıdır.

·         İskonto. Ürünlerinizin (veya hizmetlerinizin) liste satış fiyatı olmalıdır. Bu liste fiyatlarından az iskonto yaparak satış yapan satıcı daha çok prim kazanmalı, çok iskonto yaparak satış yapan satıcı daha az prim kazanmalıdır. Bunu hesaplamak çok kolaydır. Liste fiyatlarından satışa brüt satış denir, gerçekleşen iskontolu (indirimli) satışa da net satış denir. Bir satıcının bir aylık satışı net satıştır. ERP programına bu satışların brütünü sorarsanız size hemen verecektir. Aradaki fark satıcının müşterilere uyguladığı toplam iskontodur. Bu iskonto tutarını brüt satışların toplamına oranlarsanız satıcının ortalama iskontosunu bulursunuz. Ortalama %23 iskonto ile satış yapan satıcı, ortalama %27 iskonto satış yapan satıcıdan çok daha fazla size kazandırıyor demektir. Dolayısıyla daha fazla primi hak etmelidir.

·         Brüt Kar. Her ürünün maliyeti vardır. Ticari mal için bu alım fiyatıdır, ürettiğiniz ürün için hammadde ve üretim maliyetleridir. Dolayısıyla her satılan malın maliyeti (SMM) vardır. Bir satıcının yaptığı net satışların SMM’sini ERP programınız size tek tuşla verir. Satıcının satışından, sattığı malların maliyetini çıkarırsanız satıcının ürettiği brüt karı bulursunuz. Bu brüt karı satıcının satışına bölerseniz brüt karlılığını da hesaplamış olursunuz. Size %32 brüt kar kazandıran satıcı ile %35 brüt kar kazandıran satıcı arasında dağlar kadar fark vardır. Bu yüzden brüt karlılığı ödüllendirecek şekilde prim sisteminizi kurgulamanız gerekir.

·         Çaba. Satıcılarınız ne kadar çok saha taraması yapıyor, ne kadar çok yeni/pasif/aktif müşteri ziyareti yapıyor, ne kadar çok teklif üretiyor, ne kadar çok arkadaşlarına yardımcı oluyorsa o kadar çok satış yapma ihtimali vardır. Satıcılarınızın bu çabalarını da primlendirebilirsiniz. Böylece portföyü iyi olduğu için yattığı yerden satan satıcılara, canını dişine takarak portföyünü geliştirmeye çalışan satıcıların prim kazancını bir nebze olsun dengeleyebilirsiniz de.  

·         Kesinti. Satıcı prim kazanacağını bildiği gibi, prim kaybedeceğini de bilmelidir. Ürün iadeleri, satıcının hatasından kaynaklanan ekstra satış maliyetleri, gelir kayıpları ile reklamasyonlar, müşteri şikayetleri, gecikmiş bakiyeler, bataklar, disiplinsizlik ve benzeri olumsuzluklar da primden kesinti yapılmasına neden olmalıdır. Böylece satıcılar daha dikkatli olacak, şirketini zarara uğratabilecek durumları engellemeye çalışacaklardır.

·         Total Başarı. Satıcılarınıza sadece kendi başarıları üzerinden prim vermekle kalmayın, satış departmanının hedeflerine ulaşması durumunda da satıcılarınızın her birine prim verin. Bu prim de kendi kazandıkları primin bir oranı olsun. Böylece satıcılar diğer satıcıların başarısı için de çalışacak, birbirlerine destek olacaktır. Kendi başarısı üzerinden iyi prim alan şirket başarısı üzerinden de iyi prim alırken, kendi başarısızlığı yüzünden az prim alan şirket başarısı üzerinden de az prim alacaktır.

 

Eğer yukarıdaki parçalardan oluşan bir prim sisteminiz varsa satıcılarınızı daha iyi motive edebilir, satışlarınıza daha iyi yön verebilir, kaliteli satış yapılmasını sağlayabilirsiniz. Satıcılarınız ne yaparlarsa daha çok prim alabileceklerini kısa sürede (2-3 ayda) kavrayacak ve şirketin çıkarına faaliyetlerde bulunarak maksimum prim almaya çalışacaklardır.

 

Satıcılarınıza satışlar üzerinden komisyon olarak %1,5 prim vereceğinize, yukarıda bahsettiğim parçalardan oluşan ve toplamda yine satışların %1,5’una tekabül edecek komplike prim sistemini hayata geçirebilirsiniz.  

 

Komisyon usulü verdiğiniz %1,5’luk primde brüt karlılığınız, tahsilatlarınız, teslimatlarınız ve daha pek çok rasyonuz kötü olacaktır. Ama komplike prim sisteminde vereceğiniz %1,5’luk primde, brüt karlılığınız, tahsilatlarınız, teslimatlarınız ve daha pek çok rasyonuz iyi olacaktır. İlkinde verdiğiniz primle rezil olacaksınız, ikincisinde verdiğiniz primle vezir olacaksınız.

 

Ama böyle komplike bir prim sistemi kurmak yerine, üşenip sadece satışa komisyon verirseniz, primden elde etmeniz gereken faydayı elde edemezsiniz.

 

Komplike prim sistemi sizi büyütür ve karlılaştırır, komisyon usulü prim ise hiçbir işinize yaramaz. Çalışanlarınıza ekstra para verdiğinizle kalırsınız.

 

2018 yılında bol ve kaliteli satışlar diliyorum.