mağazacılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mağazacılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Kasım 2005 Salı

Moda markası yaratmak


Tekstil alanında çok önemli bir know-how yarattığımızı biliyorsunuz. Dünyaca bilinen ve tüketilen moda hazır giyim markalarına fason üretim yapa yapa, dünya markası yaratacak düzeye geldik.

DamatTween, MaviJeans, Sarar… gibi cesur markalarımız dünyanın önemli kentlerinde kendi mağazalarını açarak dünya markası olma yolunda ilerliyorlar.

Tabii bu aşamaya gelmeden önce fasonculuk yaptılar, sonra kendi markalarıyla ihracat yaptılar, daha sonra uluslar arası pazarlama yaparak çok katlı mağazalarda “Corner”lar oluşturdular. En nihayetinde şimdi mağaza açmaya başladılar.

Bundan sonraki süreç ise bir ülkede en az 30 mağazaya ulaşarak reklam yatırımı yapmaya başlamak olacaktır.  Dünya markası olmak için de, her kıtada en az bir ülkede yaygın mağaza zincirine sahip olmak gerekiyor diye düşünüyorum. Veya başka ülkelerdeki girişimcilerin distribütörünüz olmak için sıraya girmesi ve sizin kurallarınızla çalışmayı kabul etmesidir, dünya markası olmak. (Sizin “dünya markası” kıstasınız nedir?)

Anlayacağınız benim kıstaslarıma göre dünya markası olmak demek ihracat değil, uluslar arası pazarlama yapmaktır. Bir köşede sessiz sedasız satılıyor olmak değil, tanıtımla, bilinirlikle ve organize bulunurlukla satılıyor olmaktır.

Hazır giyimde moda markası yaratmak için illa üretim yapıyor olmanız gerekmiyor. Hatta tasarım yapmanız bile gerekmiyor. Tek yapmanız gereken bulunurluk ve marka yönetimi. Kendi markanızı organize noktalarda tüketicilerle buluşturuyorsanız, bilinirliğiniz ve talebiniz varsa moda marka olma yolunda ilerliyorsunuz demektir.

Tasarımı “koleksiyon evleri”nden alabilirsiniz. Yeryüzünde sadece tasarım işiyle uğraşan butik firmalar var. Bunlar ne üretim yapıyorlar ne de markaya sahipler. Sadece markalara tasarımlarını satıyorlar. İtalyan markalarının nasıl çalıştığını sanıyorsunuz? Hatta otomobil firmaları bile böyle çalışıyor. Yani tasarımı “outsource” yöntemiyle temin ediyorlar.

Moda markalar, marka konseptlerine uygun tasarımları telif hakları ile birlikte satın alıyorlar. Sonra da dünyanın en ucuz fason üretimini yapan ülkelerde (Türkiye, Mısır, Pakistan, Hindistan, Çin…) seri üretim yaptırıp, satış noktalarına gönderiyorlar.

Tasarımı ve üretimi kendi bünyesinde gerçekleştiren firmalar da zaman zaman “outsource” yöntemini kullanıyorlar.

(Moda marka olabilmek için, marka vaadimizi taşıyan koleksiyonlarımızı hazırlayacak, seçecek Kreatif Direktör ve onun tasarım ekibi ve tasarım tedarikçileri çok önemli rol oynayacaktır.)

Bu perspektiften bakınca, ulusal veya global yaygınlıkta moda markası yaratmak için illa da tasarım ekibi oluşturmanıza ve fabrika sahibi olmanıza gerek yok diyebiliriz. Vizyon, estetik göz, moda zekası, trendsetter cesaretiniz varsa moda markası yaratmak için yola çıkabilirsiniz.

Ulusal veya global moda markası olabilmenin birinci koşulu bulunurluğunuzu çok iyi kurgulamaktan geçiyor. Ya gerçekten prestijli mağazalarda “corner” olacaksınız, ya da münhasır mağazalarınızı açacaksınız.

Bulunurluğunuzu yönetmek için; önemli mağaza zincirleri ile çalışmış, mağaza yönetiminden iyi anlayan, mağaza fizibilitesi yapabilen, franchising sistemini bilen, seyahat engeli olmayan insanları işe alarak başlayabilirsiniz.

Corner veya franchising sistemi ile de yaygınlaşsanız, mağazacılığı çok iyi bilmelisiniz. Size tavsiyem hemen mağaza sahipleri yakınlarınızdan mağazacılığı öğrenmeniz, mağazacılık kitapları okumanız veya bizim gibi danışmanlara danışmanızdır.

Bir mağaza zincirinin markalaşması için; marka konumlandırması, marka ismi, koleksiyonları ve mağaza atmosferi birbirlerini bütünler olmalıdır. Mağazacılıkta markalaşmak için; atmosfer, çeşit zenginliği ve hizmet kalitesi, ürün kalitesinden daha önemlidir.

  • Mağazacılık konsept işidir.
    • Kimleri hedefliyorsunuz?
    • Ne vaat ediyorsunuz?
    • Ne sunuyorsunuz?
    • Nasıl sunuyorsunuz?

  • Mağazacılıkta müşteri her şeydir.
    • Müşterilerinizi çok iyi tanımalısınız.
    • Müşterilerimizi kayıtsız şartsız mutlu etmelisiniz.

  • Retail is detail
    • Mağazacılık, binlerce detaylardan oluşur ve bu detayların sürekli iyileştirilmesi gerekir.

Bulunurluk konseptinizi geliştirdikten sonra, satış noktalarına ne kazandıracağınızı da belirlemelisiniz. İster “corner” açın, ister “franchising mağazası” açın, her ikisinde de girişimciye “tatminkar gelir” kazandırabilecekseniz varlığınızı sürdürebilir ve yaygınlaşabilirsiniz.

Tabii bulunurluğunuz belli bir sayıya ulaştıktan sonra bilinirliğinize yatırım yapmanız gerekir. Reklam, defile, broşür, web sitesi, branding, coverage, bilinirliğinize yardımcı olacaktır.

Ulusal veya global moda markası olmak için bulunurluğunuzu ve bilinirliğinizi iyi yönetmeniz yeter şarttır.

Fasonculukla pişen firmalarımıza son söz olarak şunu söylemek isterim; Fasonculukla moda markası yaratmak birbirinden çok farklı iki alandır. İkisi de ayrı kar merkezleridir. Birinden diğerine kolayca geçilemez. Geçiş için; Araştırma, Sermaye, Know-how, İnanç ve Odaklanma gerekir. Bunlar yoksa fasonculukta kalmanızı tavsiye ederiz.


Web sitem: www.muratsaylan.com 

1 Aralık 2001 Cumartesi

Nasıl Bir Mağaza?



Organize perakendecilik Türkiye’de hızla büyüyor. Mağaza zincirine sahip markalara halkın ilgisi artıyor.

Markalı zincir mağazaların bir şubesine giren tüketici, esnaf tipi mağazalardan daha iyi bir atmosferle karşılaşıyor. Işık, havalandırma, dekorasyon, ürünlerin sergilenmesi ve personel daha iyi ve modern olduğu için buraları tercih ediyor.

Bu mağazaları, üreticiler (markanın sahipleri) açtığı (ve açtırttığı) için arada toptancı da yok. Dolayısıyla üreticiler için mağazalar açarak ürünlerini tüketicilere sunmak daha garantili ve karlı.

Hem daha çok tüketici çektiği, hem de daha çok kar bıraktığı anlaşılınca, zincir mağazalara sahip markaların sayısı hızla artmaya başladı. Hazır giyim mağazaları zincirleri, fast-food zincirleri, pastane zincirleri “franchising modeli” ile yaygınlaşıyor, tüm Türkiye’de şubeleşiyorlar.

Tabii bu süreçte birbirinin kopyası zincirler görmeye başladık. Farklılaşan, dekorasyonundan ürün gamına farklı mağaza konsepti yaratmayı düşünen cesur markalar görmekte zorlanıyoruz.

Aynılaşan ürünlerin yaşadığı fiyat rekabetini ve karsızlığını, bu gidişle zincirler de yaşayacak.

Diğer zincir mağazalardan farklılaşmak ve bu farklılığı korumak için, işin başında özgün mağazalar açmak ve sürekli yenilikler yapmak gerekiyor

Mağaza zinciri oluştururken en önemli konu “nasıl bir mağaza” ortaya çıkaracağınızdır.

Mağazacılık konsept işidir.
  • Kimleri hedefliyorsunuz?
  • Ne vaat ediyorsunuz?
  • Ne sunuyorsunuz?
  • Nasıl sunuyorsunuz?

Bir mağaza; kalite, hız ve her alanda uygunluk peşinde olan müşterileri etkileyecek, onlara ürünler hakkında doğru ve eksiksiz bilgi vererek ürünü tanımalarını sağlayacak, rahat vakit geçirmeleri için imkân yaratan, beklentilerinin üzerinde müşterileri tatmin edebilecek bir mağaza atmosferi yaratmalıdır.

Özellikle mağaza atmosferi, çeşit zenginliği ve hizmet kalitesi, ürün kalitesinden daha da önemlidir

Mağazanıza hangi sosyo-ekonomik katmandan, hangi yaş grubuna ait, hangi değerleri taşıyan insanlar gelecek? Mağazadaki ürünleri kimler kullanacak? Yani hedef kitleniz kim olacak? Bunu çok net belirlemelisiniz. Hedef kitlenize ve vizyonunuza göre mağazanızın atmosferini yaratmalısınız.

Bu noktada, mağazacılıkta profesyonelleşmiş mimar ve dekoratörlerle çalışmalısınız. 

İnsanlar bir mağazaya girdiklerinde çok çeşit görmek istiyorlar. “One stop shopping”den hoşlanıyorlar. Yani, tek bir mağazadan ihtiyaçlarının büyük kısmını temin etmek istiyorlar.

Onlara bol çeşidin yanında tamamlayıcı ürünler, aksesuarlar, ürünlerinizle alakalı yan ürünler de sunmalısınız.

Mağaza personelinin tek tip kıyafete sahip olması, güler yüzlü, ilgili, bilgili ve nazik olması ise çok önemlidir. Mağazadaki çalışanların performansı mağazanın günlük cirosunu doğrudan etkiler. Mağaza personeli müşteriye karşı olumlu tutum ve tavırlar içerisindeyse satışlar artar.

İstatistiklere göre bir ziyaretçi mağazadaki ürünlerin %30’unu hakkıyla görebilmektedir. %70’ini ise görememektedir. Eğer mağaza içindeki ürünler haftada bir yer değiştirilirse, bir hafta sonra gelen ziyaretçi, büyük olasılıkla, yeni ürünlerin geldiğini düşünecektir.

Mağazaların içleri genelde reyon reyondur. Her hafta reyonların yerlerini değiştirmek imkansızdır. Ama reyon içlerindeki ürünlerin yerlerini değiştirmek daha kolaydır.

Yine de 6 ayda bir reyonların yerini değiştirmeniz sayesinde dinamik bir mağaza intibası bırakabilirsiniz.

Orta teşhir ünitelerini (gondol da deniyor) sürekli yenileyin ve yerlerini değiştirin. Tüketiciler buralardaki ürünleri tüketmeye bayılırlar.

Mağaza dekorasyonunuzu ise 2 yılda bir mutlaka değiştirin.

Tüm bu değişiklikler sayesinde sadık müşterilerinizin mağazanıza gelmekten sıkılmamasını sağlamış olursunuz.

Mağazacılıkta mağazanın yeri, cephesi, vitrini, malların yerleşimi, iç teshirler, dekorasyon, açılış ve kapanış saatlerinin uygunluğu, ürün ve hizmetlerin zamanında hazır bulundurulması, tüm alışveriş boyunca doğru hizmetin sunulması, satış sonrası hizmetlerin eksiksiz uygulanması, hep önemle üzerinde durulması gereken konulardır.

Yabancıların bir sözü vardır, “retail is detail” derler. Mağazacılık binlerce detaydan oluşur. Mağaza zincirine sahip olanların yegane görevi bu detayları sürekli iyileştirmektir.

Son söz: Mağazanız güzel, müşteriniz bol olsun


Web sitem: www.muratsaylan.com